Melike Şahin: Söyleyemediklerimi söyleyebilmenin çaresi şarkı yazmak

Şehrin meydanlarını müzikle buluşturan İstanbul Kavuştayı kapsamında, 23 Mart Çarşamba akşamı Pendik Sahili Meydanı’nda İstanbullularla buluşmaya hazırlanan Melike Şahin ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

 

Öğrencilik yıllarınızdan itibaren soprano olarak müzik korolarında yer aldınız. Müzikle buluşmanızın, müziği yaşamınızın bir parçası olarak benimsemenizin çıkış noktasını soracak olsak; yaşanmışlıklar, iç hesaplaşmalar, var etme çabası ya da hayal gücünün yansıması…cevabınız ne olur?

Çıkış noktası neresiydi tam bilemiyorum açıkçası. Söyleyemediklerimi söyleyebilmenin bir çaresi olarak başladı galiba şarkı yazmak. Dolayısıyla yukarıda saydığınız şeylerin hepsi içinde galiba.

Hem dingin hem de bir o kadar güçlü tınıları bir arada tutan ilk albümünüz “Merhem” ile bir tür “Akdeniz arabesk” tarzı oluştu. Kendinizi bu tanımın içinde nasıl buldunuz? Yaptığınız müziği diğerlerinden ayıran sizce nedir?

Sanatımda kendimi dürüstçe ortaya koymaktan çekinmiyorum. Yapabildiklerimin ve yapamadıklarımın farkındayım. Düşmekten, denemekten korkmadan giriştim ilk albümüme. Dinleyicim de yeni tınıların peşinde olduğumun farkında ve sıkı kucakladılar albümü. Çok mutluyum bu yüzden. Özellikle konserlerde albüm daha da ısındı ve yerli yerine oturdu kalbimde.

Hayatımın manifestosu dediğiniz “Bedelini Ödedim” şarkısının hikâyesi nasıl ortaya çıktı?

Bir konserden çıktım eve geldim, gitarla bir şeyler mırıldanmaya başladım. Sonra arkadaşım Elif Dikeç’i soktum devreye, parçayı o aranje etti. Süreç boyunca baştan yazıp durdum nakaratı. Her dinlediğimde kendimle gurur duyuyorum. Hikâyesi bir yerden çıkmadı. Bütün hayatım, mücadelem ve çektiklerim var o şarkıda.

Melike Şahin deyince biraz melankolik, biraz arabesk, çokça renkli, cıvıl cıvıl, sahnede devleşen bir kadın görüyoruz. Konserlerinize nasıl bir motivasyonla hazırlanıyorsunuz?

Konserlerime belli bir motivasyonla hazırlanmıyorum. Her konser ayrı bir hikâye ve dinleyici çok belirliyor akşamın enerjisini. Beraber akıştaysak tadından yenmeyen bir deneyim oluyor. Allah’tan bu konuda çok şanslıyım. Şarkılarımı dinleyicilerimle beraber okumak ve onların gözlerindeki ışığa, sevgiye tanıklık etmek şahane bir deneyim. O ışığı görmek benim motivasyonum.

Kültür sanat odağında çok sesli ve çok renkli bir yapısı olan İstanbul’da müzik yapmak, müziğinizle dünyanın dört bir yanındaki sevenlerinize sesinizi duyuruyor olmak nasıl bir duygu? İstanbul’da yaşamanın yaratım sürecinizi beslediğini söyleyebilir miyiz?

Tabii ki söyleyebiliriz. Bu şehirde doğdum büyüdüm. Melike’yi onun sokaklarında inşa ettim. Dünyanın pek çok şehrini gezmiş olsam da, kendime güneyde ikinci bir hayat alanı kurmuş olsam da, İstanbul’un yeri ve parıltısı hep ayrı.

Son olarak, 23 Mart akşamını sabırsızlıkla bekleyen sevenlerinize ne söylemek istersiniz?

Hava soğuk olacak ama sizi ben ısıtırım merak etmeyin.

 

İstanbul Kavuştayı kapsamında 23 Mart’ta gerçekleşecek Melike Şahin konserinin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.