Şimdi sanat zamanı: Sosyal mesafe kurallarına uygun olarak gezebileceğiniz sergiler sizi bekliyor!

Sosyal mesafe kuralları çerçevesinde İstanbul’da gezebileceğiniz sergileri sizin için derledik.

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını nedeniyle uzun bir ara vermek zorunda kalan kültür-sanat sektörü küllerinden doğuyor! Sanatın hangi dalı olursa olsun, bu sektörde faaliyet gösteren tüm kurum ve kuruluşlar yeniden kolları sıvıyor ve kaldıkları yerden devam edebilmek için yepyeni adımlar atıyor.

Pandemi öncesinde başlayan ya da son günlerde sanatseverlerle buluşan sergiler ise ilk adım. Kültür-sanatın ruhumuzu iyileştirme gücünü yeniden bize gösterecek, sosyal mesafe kuralları çerçevesinde İstanbul’da ziyaret edebileceğiniz sergileri sizin için derledik.

Ayrıca hem online hem de sosyal mesafe kurallarına uygun olarak gerçekleşecek en güncel kültür-sanat etkinlikleri buradan takip edebilirsiniz.

Şimdiden keyifli seyirler!


PERA MÜZESİ

Ziyaret Saatleri: Salı – Cumartesi 11.00 – 18.00. Müze pazar ve pazartesi günleri kapalı.

Zevk Meselesi (23 Şubat – 8 Ağustos 2021)

Zevk Meselesi, ortaya çıktığı 19. yüzyıldan bu yana anlamı değişikliğe uğrayan kitsch kavramının günümüz görsel kültürüyle kurduğu yakın ilişkiye ve beğeninin şekillenmesindeki kritik rolüne odaklanan bir grup sergisi.

Günümüzde beğeni hala bir sınıfa işaret ediyor olabilir, fakat bu işareti besleyen, güçlendiren mekanizmaların yapısı artık farklılaşıyor. 13 sanatçı ve kolektifin işlerini bir araya getiren Zevk Meselesi, sınıfsal bir gösterge olarak beğeni kavramını ele alıyor, estetik anlayışın Doğu ve Batı’ya atfedilen değerlerine bakıyor, yüksek sanata karşın kitle kültürünün yükselişine odaklanıyor ve nesne kültüründen dijital kültüre geçiş sürecinde şekillenen görsel dilin sanatla kurduğu ilişki üzerine, serginin sanatçılarıyla diyalog içinde kitsch kavramının bugünkü zengin kullanımlarını araştırmayı hedefliyor. Hem nesneler hem de 90’ların başından itibaren internette egemen olan görsel dil üzerinden, toplum yapısındaki sınıfsal ayrışmayı güçlendiren beğeni kavramını sorguluyor.

Ulya Soley küratörlüğünde düzenlenen sergi, Alex Da Corte ve Jayson Musson, Bruno Miguel, Cameron Askin, FAILE, Farah Al Qasimi, Gülsün Karamustafa, Hayırlı Evlat, Miao Ying, Nick Cave, Olia Lialina ve Mike Tyka, Pierre et Gilles, Slavs and Tatars ve Volkan Aslan’ın yapıtlarını sunuyor.

Etel Adnan İmkânsız Eve Dönüş (6 Nisan – 8 Ağustos 2021)

İmkânsız Eve Dönüş ressam, yazar ve şair Etel Adnan’ın yüz yıla yaklaşan yaşamının tüm üretim dönemlerini kapsayan retrospektif niteliğinde bir sergi. Çevresindeki fiziksel dünyayı doğallıkla yorumluyor, özgün soyut manzaraları ve öncelikle dağları renk, yazı, hafıza ve zaman gibi konuları işlediği eserleri dünyayla kurduğu hassas ve dinamik ilişkiyi yansıtıyor.

Küratörlüğünü Serhan Ada ve Simone Fattal’in üstlendiği sergide, “birden fazla alanda ustalaşmış sanatçının” pratiğinin bir parçası olan seramikler, halılar, leporellolar (akordeon defterler), yağlı boya çalışmalar, desenler, baskılar ve sanatçının bir de filmi yer alıyor. Etel Adnan’ın sanatsal üretimlerinin yanı sıra farklı dönemlerde yapılmış söyleşilerin kayıtları da izleyiciyle buluşuyor.

Mevsimleri, manzaraları, işaretleri, gökyüzündeki hayali gezegenleri, uyduları ve etkileyici enerjisiyle izleyiciye derin bir keşif ve yorumlama alanı açıyor Etel Adnan.


SALT BEYOĞLU

Ziyaret Saatleri: Salı’dan Cuma’ya 11.00 ile 17.00 

İklimcil: Mevsimler Sürüklenirken – Cooking Sections (7 Nisan – 22 Ağustos 2021)

İnsan faaliyetleri iklimleri değiştirirken nasıl beslenilmesi gerektiğini inceleyen İKLİMCİL: Mevsimler Sürüklenirken, hem bir sergi hem de iş birliklerine dayalı bir kamu programı olarak SALT Beyoğlu’nda gerçekleştiriliyor. Etçil, hepçil, yerelci, vejeteryan ya da vegan beslenmeden farklı biçimde, İKLİMCİL kavramı bir ürünün içerdiklerinden ziyade, gıda üretimi ve tüketiminin seyrini etkileyen alışılmadık mevsim koşulları ve iklim olaylarıyla ilişkisi üzerinden tanımlanıyor.

Sergi mekânı ve dışında şekillenen bir dizi iş birliğine dayanan program, birlikte düşünmek, araştırmak ve eyleme geçmek için ortak bir platform olmayı amaçlıyor. Mevsimler sürüklenirken ve bütün canlıların metabolizması altüst olurken bu “yeni maddesel ortam”ın içinden geçen insan bedeninin devamlılığı ve yakın geleceğin olasılıkları üzerine öngörüler geliştirmeye çalışıyor.

SALT’tan Meriç Öner ve Onur Yıldız tarafından programlanan İKLİMCİL: Mevsimler Sürüklenirken, kurumun 2018’de başlattığı Sohbetler serisinin üçüncü sergisi. Our Many Europes [Avrupalarımız] projesi kapsamında geliştirilen sergi, Prince Claus Kültür ve Gelişim Fonu ile Goethe-Institut’un sağladığı ek destekle hazırlandı.


YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT

Ziyaret Saatleri: Hafta içi: 10:30 – 17:00 Cumartesi – Pazar: Kapalı

Kulis: Bir Tiyatro Belleği, Hagop Ayvaz (15 Aralık 2020 – 25 Temmuz 2021)

15 Aralık 2020 – 25 Temmuz 2021 tarihleri arasında Hrant Dink Vakfı öncülüğünde Türkiye Tiyatro Vakfı ve Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılılık işbirliğiyle hazırlanan “Kulis: Bir Tiyatro Belleği, Hagop Ayvaz” sergisi, 1911-2006 yılları arasında yaşamış İstanbullu tiyatro sanatçısı ve yayıncı Hagop Ayvaz’ın kişisel çabalarıyla oluşturduğu tiyatro arşivinden yola çıkarak, toplumsal bellek, kimlik ve mekân bağlamında Türkiye’nin tiyatro tarihine odaklanıyor.

Sergiye kaynaklık eden Hagop Ayvaz arşivi, 19. yüzyılın ortalarından günümüze Osmanlı ve Türkiye tiyatrosundaki oyuncular, topluluklar ve tiyatro mekânları hakkında çok sayıda özgün içeriği barındırıyor. Gençliğinde itibaren topladığı kitaplar, dergiler, belgeler, afişler, fotoğraflarla dolu çalışma odasını “cennetim” olarak nitelendiren Ayvaz’ın incelikli benzetmesi tutkuyla bağlı olduğu tiyatro, arşiv ve toplumsal bellek arasında kurulabilecek bağlara dair de ipuçları veriyor.


İSTANBUL MODERN 

Ziyaret Saatleri: Salı – Cumartesi: 10.00-18.00. Pazar – Pazartesi: Kapalı

Selma Gürbüz: Dünya Diye Bir Yer (5 Kasım 2020 – 31 Temmuz 2021)

Selma Gürbüz’ün içinde yaşadığımız dünyadan beslenen, kendine özgü imge dağarcığıyla yarattığı gizemli ve renkli dünyasında, insanlığa, doğaya, yaşama dair semboller ve hikâyeler hayat buluyor. Sanatçının daha önce sergilenmemiş yapıtlarını odağına yerleştiren sergi, Selma Gürbüz’ün zamandan ve mekândan bağımsız; masallar, mitler, söylencelerle örülü, incelikle işlenmiş yapıtlarını ziyaretçilerle paylaşıyor. Sergide, sanatçının resim, yerleştirme, desen, video ve heykel gibi farklı ifade araçlarıyla ortaya koyduğu yüzden fazla yapıtı yer alıyor.


ARTER

Ziyaret Saatleri: Salı-Cumartesi: 11:00-17:00

Nevin Aladağ: İzler (7 Ağustos 2021’e kadar)

“Nevin Aladağ, İzler” başlıklı bu yapıtta sanatçı, kenti performansın hem sahnesi olarak kullanır hem de öznesi olarak harekete geçiriyor. Ortaya çıkan görsel ve sessel kompozisyon, sanatçının kent mobilyalarıyla etkileşime soktuğu veya manzaranın içine bıraktığı enstrümanların potansiyellerini araştırıyor ve yeniden yorumluyor.

Gökcisimleri Üzerine (7 Ağustos 2021’e kadar)

Arter Koleksiyonu’ndan oluşturulan Gökcisimleri Üzerine sergisi, yaşamsal bir bir aradalık düzleminin bugün yeniden düşünülebilir ve inşa edilebilir olmasına dair sorularla ilgileniyor. Yirmi sekiz sanatçının yapıtlarını kapsayan sergi, var olanların bir araya gelme ve dağılma biçimlerini, ilişki kurma tarzlarını, birbirlerine mesafe alma ve yakınlaşma yollarını birlikte düşünmeye davet ediyor.

Dinleyen Gözler İçin (2 Ocak 2022’ye kadar)

Arter Koleksiyonu’ndan oluşturulan Dinleyen Gözler İçin başlıklı grup sergisinde, çoğu müzikle güçlü bir bağ kuran 23 yapıta yer veriliyor.  John Cage’in müzikte olduğu kadar tüm sanatsal üretiminde sessizlik, belirsizlik ve rastlantısallığı bir arada kullanan deneysel yaklaşımını ve Fluxus sanatçılarını referans alan sergide, ziyaretçiler galeri alanına hâkim olan sessizliğin içinde yapıtlardan yükselen “sesleri” keşfetmeye ve hayal etmeye davet ediliyor. Cage’in “mutlak bir sessizliğin imkânsızlığına” odaklanan önermesinin izinden giden Dinleyen Gözler İçin, duyu sistemimize içkin yaratıcı ve imgesel güçleri keşfetmemize engel olan sis perdesini aralayarak bizi dinleme ve görme biçimlerimizi farklılaştırmaya teşvik ediyor. Sergi, ses içeren az sayıda eserin tamamen sessiz yapıtlarla aynı mekânda buluşturulması yoluyla gerçeklik ve hayal gücü arasında salınan düşünsel bir sarkaç yaratmayı amaçlıyor.

Emre Hüner [ELEKTROİZOLASYON]: Öte-Yerleşke Kraterleşen Sırlara Kaydedildi (5 Aralık 2021’e kadar)

Emre Hüner’in [ELEKTROİZOLASYON]: Bilinmeyen Parametre Kayıt-Dışı başlıklı kişisel sergisi, yarı kurgusal bir senaryo metni etrafında şekillenmiş yeni üretimlerden oluşuyor. Hüner, film, roman veya mimari yapı gibi formlar arasında aracı bir unsur olarak gördüğü senaryoyu işlevinden bağımsızlaştırıyor ve nihai bir sonuca varmak yerine açık bir üretim yöntemi, bir senaryo yazım süreci öneriyor.

Sergide karşılaştığımız heykeller, yerleştirmeler, fotogravürler, serigrafiler, film ve metinler, mecralar arasında dolaşarak ilerleyen, doğaçlamaya dayalı, performatif bir üretim sürecini yansıtıyorlar. Kaydetme, belgeleme, alıntılama, kalıp alma ve kopyalama gibi estetik jestler aracılığıyla serginin ve filmin mekânları, nesnelerin yüzeyleri ve dilsel alan arasında tekrarlanarak çoğaltılan formlar, nesnenin yapıt, prototip, araç, iz ve eyleyen olma potansiyelleri arasında hareket ettiği bir dünya kurgusu öneriyor.

Füsun Onur: Opus II – Fantasia (20 Şubat 2022’ye kadar)

Türkiye’de çağdaş sanatın öncülerinden Füsun Onur’un Arter Koleksiyonu’nda yer alan Opus II – Fantasia adlı yerleştirmesi, sanatçının pek çok yapıtında olduğu gibi müziksel referanslar taşır. Formu, mekânı, zamanı ve bunlar arasındaki ilişkileri sıra dışı bir malzeme çeşitliliğiyle araştırırken gündelik, öyküsel, hatta otobiyografik öğeleri de devreye sokan Onur, müziğe farklı duyuların dahil olduğu bir süreç olarak yaklaşıyor. Sanatçı bu yerleştirmesinde dört sıradan nesneyi müziğin mecrası ve unsurları olarak kullanıp, mekânı ve zamanı ritim ve varyasyonlar yoluyla yorumluyor. Zemin üzerinde sırayla belirip birbirleriyle etkileşime geçen beyaz örgü şişleri, altın renkli ip yumakları, küçük porselen figürler ve standart müze kaidelerinin meydana getirdiği farklı formlar ve motifler, yer yer duraklamalar ve kreşendolarla çeşitlenip çoğalırken, içinde yayıldıkları mekânı referans alıp onu yeniden düzenleyen görsel bir müzik oluşturuyorlar.

Tedbir (20 Şubat 2022’ye kadar)

Sanatçı, sanat kurumu, sanat eseri ve izleyici arasındaki ilişkiler etrafında kurgulanan Tedbir, Arter Koleksiyonu’ndan bir araya getirilen yapıtlar yoluyla sanatın üretim, muhafaza ve sergileme pratiklerine odaklanıyor. Sergi, çoğu kez izleyicinin tanık olmadığı hazırlık ve müzakere süreçlerini; kültürel, ideolojik, hiyerarşik ve ekonomik bağlamların şekillendirdiği güç dinamiklerinin yanı sıra, sanatın kendine özgü zaaf, hassasiyet ve kırılganlıklarını konu ediniyor. Sergide Arter Koleksiyonu’nda yer alan 11 sanatçının 13 eserine yer veriliyor.

Yaşamın günlük akışının, sosyal ilişkilerimizin, çalışma biçimlerimizin, dünyayla ve birbirimizle kurduğumuz mesafelerin değiştiği, hareket alanlarımızın kısıtlandığı, hatta fiziksel görünüşlerimizin maskelendiği bir dönemde tasarlanıp ziyarete açılan Tedbir, adını Canan Tolon’un sergide yer alan bir yapıtından ödünç alırken, aynı zamanda bugün başta sağlık alanında olmak üzere, ekonomi, güvenlik, enerji gibi farklı bağlamlarda fazlasıyla sık duyup sürekli kullanır olduğumuz tedbir kelimesinin açılımlarından esinleniyor.


DİRİMART

Ziyaret Saatleri: Salı-Cumartesi: 10:00 – 19:00 / Pazar: 12:00 – 19:00

Anne, İsyan! – Jennifer İpekel (26 Mayıs 2021–18 Temmuz 2021)

Dirimart, Jennifer İpekel’in yeni işlerinden bir seçki sunuyor. Girift şekillerde süslenmiş bu yoğun renkli resimler ve onlara eşlik eden seramikler, gerçeklikle semavi, ilahi ve dünyevi olan arasında bir köprü kuruyor. Anne, İsyan!’ın kökleri Yeryüzü’ndedir, zihninin bir köşesinde animizm fikriyle, yaydığı sesleri dinlemeye çağırır uykudaki ruhları, onlara Yeryüzü bizi nasıl düşler diye soruyor. 


GALERİ NEV

Ziyaret Saatleri: Pazartesi’den Cuma’ya 10.00 – 18.00 arası

Necla Rüzgar – Her Sayfada Adım Yazılıydı (17.05.2021 – 27.06.2021)

Sergide, çok kalpli varlıkların, ayrıntılarıyla tamamlanmış renkli figürleri yerlerini, eksiltilmiş ya da azaltılmış, belli belirsiz desenlere, âdeta lekelere bırakıyor. Lavi desenlerle karşılaşan izleyenlerde, bir mağaranın içine girdikleri, orada yavaş yavaş silinen arkeolojik izlere rastladıkları, bu izler sayesinde bilmedikleri bir türün sırlarına da vakıf oldukları hissi uyanıyor. Kendi yaşantılarının ya da faunalarının rastgele bir anında resmedilen çok kalpli varlıkların, tüm olağanlıkları ile bir araya gelişlerindeki olağandışılık hayranlık uyandırıyor. Desenlere eklenen, yine renklerinden arınmış, bronz heykeller sayesinde sergi, en kadim simyayı da içine alıyor. Böylece, başlangıçlarına ya sonlarına tanık olduğumuz arınmış varlıklardan geriye yalnızca çok kalpliliğin ideası kalıyor.


C.A.M. GALERİ 

Ziyaret Saatleri: Salı – Cumartesi: 11:00 – 18:00

Let It Be… (03 Haziran – 25 Temmuz 2021)

“Let It Be…” sergisi, Sidar Baki, Neslihan Başer, Ayşe Bezenmiş, Mahmut Celayir, Leo Ferdinando Demetz, Oğuz Kaleli, Serdar Kaynak, Nihal Martlı, Jochen Proehl ve Serpil Mavi Üstün’ün işlerini bir araya getiriyor.

Paul McCartney on dört yaşında kaybettiği annesini bir gün rüyasında görür ve bundan etkilenerek ‘Let it be’ yi yazar. ‘Akışına bırak ve hayata devam et’ mesajıyla zihinlere kazınana bu şarkı sözleri içinde bulunduğumuz döneme işaret ederken; sergi de sanatçıların öznel yorumlarını ve eserlerinin bir arada diyalogunu sunuyor.


DASDAS

Ziyaret Saatleri: Pazartesi – Cumartesi: 11:00

Parallel Universe 

DasDas, Ouchhh ve Zenger işbirliğiyle gerçekleştirilen, Paribu ana sponsorluğundaki Parallel Universe sergisi DasDas’ta.

Şu ana kadar 52’den fazla ülkede, bilim-sanat-teknoloji ekseninde sanat yerleştirmelerini milyonlarla buluşturan ödüllü, Ouchhh Studyo’nun eserleri, Zenger küratörlüğünde DasDas’ta sonunda Türkiye’de seyirci ile buluşacak. Herbiri 35 dakika sürecek seanslarda, yapay zeka sayesinde Van Gogh tablolarını sadece görmeyecek aynı zamanda tabloların içinde gezinebiliyorsunuz. Van Gogh eserlerinin renkleri ve şekilleri içeriğimizin temelini oluşturuyor. Ardından kendi topraklarımıza dönüp ilk Türk arkeolog Osman Hamdi Bey’in en ünlü ve önemli eserleri günümüz teknolojisiyle buluşup, sarmalayan bir sergi deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Arkeolog Osman Hamdi Bey’den insanlığın bildiğimiz bütün tarihini değiştiren bir yere Göbeklitepe’yi ziyaret edebiliyorsunuz. GAN ve yapay zeka algoritmalarıyla tarihi aydınlatan figürleri yeni bir bakış açısıyla görebiliyorsunuz. Bu şiirsel yolculuğa bir de makine öğrenimi ve yapay zeka algoritmalarını kullanarak, dünyanın kaderini değiştiren bilim adamları tarafından yazılan ışık, fizik, uzay-zaman hakkında milyonlarca satır teori, makale ve kitaptan öğrenen yapay zeka, gerçekliğin bilimsel bilinçli Şiirsel Kırılması oluşturarak tarih yazacak ve bu deneyime de şahit olabileceksiniz.

MEŞHER

Mâziyi Korumak: Sadberk Hanım Müzesi’nden Bir Seçki (16 Aralık 2020–1 Ağustos 2021)

Sadberk Hanım Müzesi’nin 19.000’i aşkın eserden oluşan kapsamlı koleksiyonu Arkeoloji ve Türk-İslam sanatı bölümlerinden oluşuyor. Arkeoloji Bölümü Anadolu’da yaşayan uygarlıkların maddi kültür kalıntılarını pişmiş toprak, cam, maden ve taş gibi farklı malzemelerden üretilmiş eserler üzerinden kesintisiz bir kronolojiyle gösteriyor. Sekizinci yüzyıldan Cumhuriyet’in ilk yıllarına uzanan Türk-İslam Bölümü ise çiniden gemi kandiline, ipekli dokumalardan ayakkabılara, özellikle Osmanlı sanatının doruk noktasına ulaştığı dönemlerin eserlerine odaklanıyor.

Sadberk Hanım Müzesi’nin de özellikle üzerinde durduğu, kültürel mirasın korunarak gelecek kuşaklara aktarılmasının önemine dikkat çeken sergi, Anadolu uygarlıklarının ve Osmanlı sanatının seçkin örneklerindeki yaratıcılığın ve ustalığın öyküsünü nadide nesnelerle ziyaretçilere sunuyor.