1968 yılında eşitlik, özgürlük ve bağımsızlık isteğiyle coşan yürekler bütün Türkiye’nin gündemine oturmuştu. Yeni bir uyanışın bayraktarlığını yapan öğrencilerin tutuşturduğu bu ateş, sanattan mizaha, kadınların mücadelesinden basına ve ekonomiye kadar pek çok alanda derin izler bıraktı. Türk siyasi tarihinin en hareketli ve hararetli dönemlerinden olan 1968 yılı bir kuşağa da adını verdi.
Yakın tarihimizde müthiş olaylar, anılar, insanlar ve heyecanlar bırakan bu tarihsel dönemi ele alan ve bugüne kadar hazırlanmış en kapsamlı eser olan Türkiye’nin 68’i: Denizlere Çıkan Sokaklar kitabından bir kesit: ‘68 bir efsane mi?
‘68 neydi? Yeni bir kuşağın ayaklanması mı? Küresel boyutta bir başkaldırı mı? Daha iyi bir dünya için verilen mücadele mi? Gençlerin ütopyacı isyanı mı? Yoksa hepsi mi? ‘68’in değerlendirilmesinde mutlaka şu sorular sorulmalıdır: Neden patladı ya da nasıl başladı? Neden hemen söndü? ’68’den geriye ne kaldı?
***
68’li yıllar somut koşullardaki yaşanmışlıktır. Yalnız siyasette değil, sanatın her alanında, romanda, öyküde, şiirde, tiyatroda, sinemada farklı olmanın adıdır. Türkiye’de solun gerçek yüz akıdır. Çünkü ‘68 hiçbir zaman pişman olmamaktır.
***
‘68 olmuş bitmiş bir efsane değil, yeni koşullarda canlandırılabilecek bir birikimdir. ‘68, içinde yaşadığımız koşulları kabul etmeme, her zaman başka çözümler olabileceğine inanma demektir. ‘68, daha güzel bir dünya düşlemenin olanağıdır.
Türkiye’nin 68’i Denizlere Çıkan Sokaklar kitabına buradan ulaşabilirsiniz.