Şiirlerden öykülere bir destan: Çanakkale!

Türk tarihine altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi’nin 107. yıl dönümünde okurlarla buluşturulan Çelik Kale Çanakkale kitabında yer alan “Çanakkale Savaşı’nın Edebi Yönü”nü sizler için derledik.

 Şiirlerde Çanakkale Savaşı

Çanakkale Savaşı, üzerinde en fazla şiir yazılan harplerden biridir. Başta dönemin padişahı V. Mehmet Reşad olmak üzere ünlü veya ünsüz çok sayıda şair bu eşsiz mücadeleyle ilgili çok sayıda şiir kaleme alır. Ayrıca halk arasında yakılan türküler ve destanlar savaş etrafında zengin bir şiir kazanımı oluşturur.

Sizler burda gördüğünüz büyük cengi,
Elde kılıç parladıkça unutmayın;
Bugünü de bundan üçbin yıl evvelki,
Kahramanlık devri gibi unutmayın!
Anlatın ki burda Türkler şan verdiler,
Birçok vahşî, cehennemî kuvvetlere;
Ateş, çelik kralları devletlere,
Süngülerle mucize gösterdiler.
Mehmet Emin Yurdakul’un “Ordu’nun Destanı” adlı şiirinden.

 

Sizler ki bilinmez isimleriniz,
Bu taşsız mezarlar değil yeriniz;
“Türklüğün Tarihi” türbeniz sizin,
Kandili “hilâl”dir bu türbenizin.
Enis Behiç Koryürek’in “Çanakkale Şehitliğinde” adlı manzumesinden.

 

Çanakkale içinde aynalı çarşı
Ana ben gidiyom düşmana karşı, off, gençliğim eyvah!
Çanakkale içinde bir uzun selvi
Kimimiz nişanlı, kimimiz evli, off, gençliğim eyvah!
Çanakkale içinde bir kırık testi
Analar babalar ümidi kesti, off, gençliğim eyvah!
Kastamonulu İhsan Ozanoğlu’nun Çanakkale Türküsü’nden.

 

Asker yolu beklerim
Vay benim emeklerim
Yap yavrum askerliğin
Ben yolunu beklerim…
1. Dünya Savaşı’nda oğlunu cepheye gönderip sonra da yolunu bekleyen bir annenin türküsünden.

 

Çanakkale köpürür düşmana geçit vermez.
Bu toprağın üstüne başka bayrak dikilmez.
Öyle bir zafer ki bu asırlarca silinmez.
Haykırır tüm ulusum Çanakkale Geçilmez…
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Çanakkale Destanı’ndan.

Öykü ve romanlarda Çanakkale Savaşı

Zaferin ardından kaleme alınan öykü ve romanlar savaşa katılanların hatıraları veya araştırma kitaplarına dayanılarak yazılır. Bazı kurgusal eserlerde savaş motifler şeklinde yer alır. Öykü veya roman kişileri ya savaşa katılmış veya savaştan bir şekilde etkilenmiş kişilerdir.

Örneğin, edebî heyete katılan Ömer Seyfettin 1917-18 yıllarında yayımladığı “Çanakkale’den Sonra”, “Müjde”, “Kaç Yerinden” ve “Aleko Bir Çocuk” adlı öykülerinde bu savaşı konu eder. Halide Edib Adıvar, “Işıldak’ın Rüyası” adlı öyküsünde savaşa yer verir.

Yemen Cephesi üzerine yazdığı romanıyla tanınan Mehmet Niyazi’nin Çanakkale Mahşeri (1998) adlı romanında çekirdek olay savaşta yaşananlardır. Romanda; Oğuz Amca, Hasan Şakir ve Müderris Rasih Efendi gibi kahramanların etrafında gelişen olaylara yer verilir. Olay örgüsü İtilaf güçlerinin 13 Mesut Tekşan, “Tarihe Sığmayan Destanın Romanı ve Çanakkale (Geldiler, Gördüler, Döndüler)” 3 Kasım 1914 tarihinde Çanakkale’ye yaptıkları saldırı ile başlar ve Ocak 1916’daki geri çekilişlerine kadar geçen süreci kapsar. Boğaz’daki deniz savaşları ile Gelibolu’da; Aytepe, Anburnu, İntepe, Seddülbahir, Alçıtepe, Kocaçimentepe, Kabatepe, Teketepe, Anafartalar, Conkbayırı gibi yerlerde geçen kara savaşları ve cephe gerisine dair anlatılanlar, romanın asıl konusunu oluşturur.


Tiyatro eserlerinde Çanakkale Savaşı

1. Dünya Savaşı’nın en kanlı cephelerinden biri olan Çanakkale Savaşları piyeslerde özel bir yer edinir.

Abdülhak Hamid’in I. Dünya Savaşı’nın çeşitli cepheleriyle birlikte Çanakkale Zaferi’nin de anlatıldığı Yadigâr-ı Harp (1918) adlı piyesi bunlardan biridir. Özellikle; İtalyan, İngiliz, Fransız ve Rus elçilerinin birbirleri ile konuşmaları, kendi aralarındaki anlaşmazlıkları, ayrıca bu devletlerin asıl amaçları ve Türklere karşı nasıl birlik içerisinde oldukları oyun örgüsü içinde irdelenir.

Yine Faik Âli’nin (Ozansoy) 1918’de yayımlanan Payitahtın Kapısında adı ile dikkat çeken iki perdelik manzum piyesi bu savaşla ilgilidir. Oyunda ülkeyi yönetenlerin basiretsiz tutumları tenkit edilirken, Türkler için vatan ve dinin düşmana asla teslim edilemeyeceği fikri işlenir

Çelik Kale Çanakkale kitabına buradan ulaşabilirsiniz.