Şehir Tiyatroları’nda bu hafta

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları’nda bu hafta birçok oyun tiyatroseverlerle buluşacak. Bu hafta sahnelenecek oyunlar şöyle; Ay, Carmela!, Çın Sabahta, Tatlı Kaçık, Matruşka, Kahvede Şenlik Var, Karıncalar- Bir Savaş Vardı, Karagöz Çiftlik Bekçisi (Çocuklar İçin), Bir Gün Ayakkabımın Teki (Çocuklar İçin), Harikalar Mutfağı (Çocuklar İçin), Yaşayan Sayfalar (Çocuklar İçin), Rüya (Çocuklar İçin), Bisküvi Adam (Çocuklar İçin), Yaşasın Barış (Çocuklar İçin), Perikız (Çocuklar İçin), Palyaço Prens (Çocuklar İçin).

Oyunlar hakkında detaylı bilgiye ulaşmak ve bilet almak için lütfen Şehir Tiyatroları web sitesini ziyaret edin.

Ay Carmela! 

İspanya iç savaşında Franco rejimi tarafından rehin alınan iki varyete oyuncusu Carmela ve Paulino istemedikleri bir gösteriye zorlanırlar. Bu süreçte yaşadıkları olaylar nedeniyle birbirlerini, evliliklerini, sevgilerini, savaşı sorgularlar.

Çın Sabahta 

Zengin bir ailede yetişen Güneşi, ailesinin dayatmalarından kaçarak, kendi özgür yaşamını kurmak için mütevazı bir daireye taşınır. İdeolojilerine sıkı sıkıya bağlanmış olan Güneşi’nin boşlukta debelendiği yaşamına, hemen yan dairesine taşınan Feriha girer.

Ömrü boyunca hayalini kurduğu ‘damı akmayan eve’ taşınmayı nihayet başaran Feriha’nın umudu ve mutluluğu, Güneşi’nin dünyasına pek çok yenilik getirecektir.

Bak bu dünya böyledir. Onun elinden zorla çekip alacaksın yaşamını. Bir canavarın dişlerinin arasından söküp çıkarır gibi. Dişe diş, kana kan.

Öykülerinde insanları bireysel ve toplumsal özellikleri ile yoğuran Meriç, özellikle kendi iç yalnızlığını sürdüren kadın ve genç kızların yaşamlarını konu edinmiştir. Cumhuriyetin ilk kadın öykü yazarlarından Nezihe Meriç’in öyküleri ve romanları, dünyanın çeşitli dillerine çevrilmiştir. Yazar 1962 yılında Türk Dil Kurumu Ödülü, 1990 yılında Sait Faik Hikâye Armağanı ve 1998 yılında Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü kazanmıştır.

Tatlı Kaçık

Mr. Tanner ile paylaştığı evinde, çöp toplayarak yaşayan, çevresindeki her şeye sonsuz bir sevgi ve şefkatle bağlı Opal’in kendi halindeki yaşamı üç davetsiz misafirin gelişi ile umulmadık şekilde değişir. Sol, Gloria ve Brad kendi hesaplarının peşinde Opal’in huzur dolu yaşamına giriverirler. Kendi kendine yetmeyi becerse de yalnızlıktan muzdarip Opal onları hayatına almak konusunda en ufak bir tereddüt bile duymaz ancak sonsuz bir iyi niyetle evinin kapılarını açtığı misafirleri sevgilerini paylaşmak konusunda Opal kadar istekli değildirler.

Matruşka 

Bir kadın… bir erkek… bir ilişki… kavgalar, çatışmalar, ayrılıp barışmalar, kopamayışlar… Varoluştan bugüne değişmeyen rutine, iki insanın birbirini tanıma, anlama, bir arada yaşama mücadelesine yeniden ve farklı bir yorumla yaklaşan Matruşka, ilişkilerde ideali arama uğraşını mercek altına alıyor.

Kahvede Şenlik Var 

Kadın erkek rolleri, toplumsal kurallar ve bu kurallar çerçevesinde biçimlenen insan ilişkilerinin tartışmaya açıldığı Kahvede Şenlik Var; bir kadın ile bir erkeği karşı karşıya getirir. Sabahattin Kudret Aksal’ın uyuşmanın da uyuşmazlığın da en büyük örneği olarak tanımladığı kadın ve erkek, sonunda evlenme niyetiyle denize nazır bir kahvede buluşurlar. Zaman zaman kahvenin nevi şahsına münhasır garsonunun da yönlendirmeleriyle birbirlerini tanımak ve anlaşmak için uzun bir sohbete başlarlar. Evlilikten beklentilerin, hayallerin ve düş kırıklıklarının dillendirildiği bu bol eğlenceli sohbetin sonu nereye varacaktır? Kozların kıran kırana paylaşıldığı bu mücadelenin kazananı kim olacaktır? Kadın mı? Erkek mi? Yoksa Garson mu?…

Karıncalar- Bir Savaş Vardı

Bir asker, nedenini bilmediği ve hiçbir şeyini anlayamadığı savaşta firar eder. Özgürlüğe koşup sevgilisine kavuşacağını sanırken ayağı bir mayına kilitlenir. İşgal için gittiği topraklarda kendine esir olan asker, hayatta kalabilmek için, topuğunu mayından ayırmamak zorundadır:

“Pişman değilim. Savaşta pişman olacak tek kişi vardır; o da bir “kahraman”… Ben o değilim. Bir tek kahramanlık yaptım; kaçtım… Şimdi daha büyük bir şey yapıp bu mayının üstünde kalacağım!..”

Boris Vian ve John Steinbeck’in metinlerinden yola çıkarak Gökhan Aktemur’un yazdığı oyunda savaşın insan/insanlık üzerinde kurgulanmış nasıl bir “oyun” olduğu anlatılıyor. Düşmanı yok etmekle kazanılamayacak bir oyun… Ölüm ve her türden yıkım dışında başka bir sonucu olmayan bir oyun… Her durumda insanlığın mağlubiyetiyle biten bir oyun…

Bir Gün Ayakkabımın Teki 

Rengarenk bir mutfak… Ama her yer çok dağınık… Oyuncu mutfağı toplamaktan sıkılıp gitmeye karar verir ama ayakkabısının tekini bir türlü bulamaz. O da ne, önce ayakkabısının diğer teki, sonra mutfaktaki her şey konuşmaya başlar. Kayıp ayakkabı, Kaptan Cook’u aramaya gitmiştir ve kim bilir başından ne maceralar geçmektedir…

Harikalar Mutfağı 

Papatya Sokağı’nda çalışan iki aşçı olan Gümüşkepçe ve Kırıkçatal’ın yemek pişirme macerası anlatılıyor. Oyunun önemli kahramanları, kedi Yorgunpençe ve fare Kazmadiş’tir. Bayan Gülücüğün okulundaki çocuklara yemek hazırlaması için gelmesi ve mutfağından malzemeleri çalınan Gümüşkepçe’nin, ustalığın bir işi yaparken gösterilen özen, sevgi ve dikkatle olabileceğini göstermeye çalıştığı oyun eğlenceli bir öyküyle seyirciye aktarılıyor.

Yaşayan Sayfalar 

Kumsal, boş vakitlerini kitap okuyarak ve arkadaşları ile oyunlar oynayarak geçirmeyi çok sever. Ancak uzun zamandır neredeyse hiç arkadaşı kalmamıştır. Tüm arkadaşları vakitlerini sanal oyunlar ve tabletleri ile geçirmeyi tercih etmektedir. Kumsal, küçücük dünyasında yapayalnız kalmıştır ve artık bu duruma bir çözüm bulması gerektiğini düşünür. O sırada sadık bir dostu yardımına yetişecektir. Bakalım bu sadık dostun önerisi Kumsal’ı özlediği günlere kavuşturabilecek midir?

Rüya 

Hayvanat bahçesini ziyaret eden Özgür, doğal yaşam alanlarından kopartılıp kafese konan hayvan dostlarını rüyasında  görür. Artık harekete geçme zamanıdır ve Özgür onları kurtarmakta kararlıdır.

Bisküvi Adam 

Büyük evin saati Guguk Bey’in ansızın kısılan sesi, ev sahipleri tarafından onu çöpe atılma tehlikesi ile karşı karşıya bırakmıştır. Ama mutfaktaki arkadaşları Tuz, Biber, sonradan aralarına katılacak olan Poşet Çay ve en çok da fırından yeni çıkmış Bisküvi Adam’ın yardımıyla bunun üstesinden hep birlikte geleceklerdir. Bisküvi Adam’ın Fare ile mücadelesi de Rutin hayatlarına yeni bir tempo getirir.

Yaşasın Barış

Birbirleriyle ürettiklerini paylaşarak dostça yaşayan koyun ülkesi ve buğday ülkesi sadece kendini düşünen bencil vezirin hain planlarıyla savaşa başlarlar. Koyun ülkesinin her şeyin farkında olan prensesi kendini feda ederek “düşman ülkeye” gizlice girer. Mızıkasının umutlu ezgileriyle vezirin planlarını ortaya çıkarır ve herkesin ısrarla istediği barışı getirir.

Perikız

Peri Kız, her perinin ergenlik döneminde güven ve kıdem kazanmak için girdiği sınavın son aşamasındadır. Bu sınavı kazandığında iyilik perisi olacaktır. Küçük insan Can’a görünme hakkını kazanan Peri Kız’ı zorlu bir sınav beklemektedir. Karanlıkta kaybolmamak için en doğru zamanda harekete geçmesi gerekecektir. Ancak bu hiç de kolay değildir. Peri Kız, Kara Peri’nin büyülü kara oyunuyla bir yandan gerçek kimliğini korumaya çalışırken, bir yandan da iyilik ile kötülük arasında bir çatışmanın tam ortasında kalır. Özündeki iyilik, özgür iradesi, kendine olan inancı ve Can’ın da yardımları sayesinde kötülükle cesaretle savaşacak ve kara büyünün etkisinden kurtulacaktır.

Palyaço Prens 

Palçayo Prens, çocukların hayal dünyalarının masal olgusu ile beslenmesi için kurguladığımız bir oyun. Kahramanlar, olaylar, olup biten her şey bir masal. Tiyatro, bu masalın onlara anlatılabilmesi için kullandığımız araçlardan sadece biri. Günümüzde prensler, prensesler yok ama masalımızda onlara ait gördüğümüz tüm duygular hala var. Şefkat-acımasızlık, iyilik-kötülük, mutluluk-mutsuzluk… En önemlisi sevgi… O hep vardı, hala var. P