Türkiye’nin ilk ve tek polisiye edebiyat organizasyonu Kara Hafta İstanbul Festivali kapsamında düzenlenen “Yeni Platformlarda Polisiye: Şahsiyet Fenomeni” başlıklı oturuma yönetmen Onur Saylak ve senarist Hakan Günday konuk olarak katıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle bu yıl altıncısı gerçekleştirilen Türkiye’nin ilk ve tek polisiye edebiyat organizasyonu Kara Hafta İstanbul Festivali, kapsamında 26 – 29 Kasım 2020 tarihlerinde çevrimiçi oturumlar düzenlendi. Oturumlarda, Ian Rankin, Michael Kardos, Niklas Natt och Dag gibi polisiye alanında uluslararası üne sahip yazarların yanı sıra Ahmet Ümit, Ayşe Erbulak, Elçin Poyrazlar, Erol Üyepazarcı, Hakan Günday, Mesut Demirbilek, Onur Saylak, Sevil Atasoy, Su Tunç, Suat Duman ve Taner Ay gibi önemli Türk yazarlar yer aldı.
27 Kasım Cuma akşamı gerçekleşen “Yeni Platformlarda Polisiye: Şahsiyet Fenomeni” başlıklı oturumda ise yönetmen Onur Saylak’ın senarist Hakan Günday ile birlikte katıldığı söyleşide Haluk Bilginer’e En İyi Erkek Oyuncu dalında Emmy ödününü getiren Şahsiyet dizisi üzerinden, yeni film ve dizi izleme platformlarındaki polisiye konusu ele alındı. Senarist Hakan Günday, her hikayenin kendi türünü kendisinin belirlediğini söyleyerek “Daha filminden sonra oturup, epizodik anlatımlı bir şey üzerine düşünmeye başladığımızda Onur’un bir seri katil fikri vardı ve ‘örüntülü bir davranış biçimi nasıl olur’, ‘kendini tekrarlayan bir suç etrafında nasıl bir hikaye anlatılır’ diye tartışıyorduk. Ben türlerin tam olarak aslında nerede başladığını veya nerede bittiğini bilmediğim ve çok da ilgilenmediğim için daha çok (senaryoda) ana karakter üzerinden neyi anlatabileceğimizi düşünerek ilerledim” dedi.
Hakan Günday, dizinin hikayesi üzerine tartışırken daha sonra hafıza meselesinin ortaya çıktığını aktararak, şöyle devam etti: “Hafıza üzerine ne yapılabilir fikri ve hafıza yoksunluğundan sürekli tekrarlanan suçlar, hepsi hikayede bir araya geldi. Ayrıca hikaye anlatmanın belki de ilk önce anlatıcıya, bir yönetmen, senarist veya romancı olarak kattığı en büyük şey, belki de o hikaye sayesinde kendi yaşadığı değişim, hikayeyi anlattığı süreç içinde kendi girdiği maceradan öğrendikleri. Dolayısıyla dizideki diğer karakterler de yeni yönlere gidebilmemizi sağlayan karakterlerdi”
Dizideki ana karakterin kullandığı 8 numaralı dairenin Agah Beyoğlu’nun bilinçaltı olduğu benzetmesini yapan Günday, “Eğer siz unutmayı tercih ederseniz bilinçaltınız 8 numara gibi tozlanıyor, kirleniyor. Kapısına demir vuruyorsunuz ama er geç geri dönüyorsunuz.” ifadesini kullandı.
Dizinin yönetmeni Onur Saylak ise dizideki Agah Bey karakterinin hafızasını kaybetmesiyle aslında bireysel hafıza ile toplumsal hafıza üzerinde bir ilişki kurmaya çalıştıklarını anlatarak, “Yani Agah Beyoğlu, hafızasını kaybedeceğini öğrendiği zaman eyleme geçiyor. Aslında öyle bir çağda yaşıyoruz ki unutmak üzerine kurulu bir çağ. Çünkü çağın toplamına bakarsanız, herhalde her anlamda en vahşi dönemlerden bir tanesindeyiz. O yüzden de aslında toplumsal hafızanın ne kadar önemli olduğunu ve ne kadar önemsediğimizi görüyoruz. Bu anlamda sürekli aynı suçların tekrar tekrar işlenir olduğu dünya üzerine bir sürü tartışma yaptık. Bunun görsel kısmına gelirsek de tamamen öz ve biçim ilişkisi üzerine çalıştık” diye konuştu.
Diğer oturumları buradan izleyebilirsiniz.