Refik Anadol Studio’nun İstanbul’da bugüne kadar gerçekleşen en kapsamlı kişisel sergisi “Makine Hatıraları: Uzay”, astronomik araştırmaların insanlık tarihindeki yerini gözler önüne seren ve uzaya ışık tutan yeni bir bakış açısı sunuyor.
Medya sanatçısı Refik Anadol’un daha önce sergilenmemiş son dönem çalışmalarının yer alacağı, yeni kişisel sergisi; “Makine Hatıraları: Uzay”, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin özel desteğiyle; Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörü olduğu BMW, İBB iştiraklerinden Kültür AŞ, Samsung Galaxy S21 Serisi ve TurkishBank ana sponsorluğunda hayata geçiyor.
“Makine Hatıraları: Uzay”, 18 Mart’ta gerçekleşecek ve davetiyeyle gezilebilecek ön izlemenin ardından, 19 Mart – 25 Nisan 2021 tarihleri arasında hafta sonu hariç her gün 10.00-18.00 saatleri arasında PİLEVNELİ Dolapdere’de ücretsiz olarak izlenebilecek.
Bir süredir evreni, insan duyularını, makineleri ve belleği anlamak için kullandığımız, birbiriyle ilişkili anahtar kavramları, dijital sanat ve mimari merceğinden bakarak araştıran Anadol’un, İstanbul’da bugüne kadar gerçekleşen en kapsamlı kişisel sergisi “Makine Hatıraları: Uzay”, astronomik araştırmaların insanlık tarihindeki yerini gözler önüne seren ve uzaya ışık tutan yeni bir bakış açısı sunuyor.
“Makine Hatıraları: Uzay”, evrenin derinliklerini keşfetmeyi amaçlayan bilimsel girişimler ve makine zekası kullanılarak yapılan görsel spekülasyonlar aracılığıyla, bilgi kümelerinin açık uçlu estetik olanaklara dönüştüğü alternatif bir veri evreni yaratıyor. Ünlü astrofizikçi Carl Sagan, 1980’lerde geniş kitlelere ulaşan Cosmos adlı televizyon programının bir bölümünde, “Hayal gücü bizi genellikle hiç var olmamış dünyalara taşır. Ama o olmadan hiçbir yere gidemeyiz” der. Anadol’un yeni sergisi, Sagan’ın bu önermesinden 41 yıl sonra, görünmez uzay verilerini, kamusal sanat sayesinde dışa vurulabilen duygularla birleştirip şiirsel metaforlar oluşturuyor ve uzayın katmanlarına ulaşmanın ilk adımı olarak uçsuz bucaksız bir (veri) evreni hayal etmenin kaçınılmazlığına dikkat çekiyor.
Sergi, iki bölümden oluşuyor
Sergi, “Hatıralar” ve “Düşler” başlıklı, birbiriyle ilişkili iki bölümden oluşuyor.
Serginin ilk bölümü “Hatıralar”, Refik Anadol’un yapay zeka yardımıyla uzayla ilgili henüz yorumlanmamış, ham görsel verileri topladığı ve onları pigmentlere dönüştürdüğü bir dizi dinamik veri tablosu sunuyor. Eser, çeşitli gök cisimlerinin olası şekillerinin spekülasyonunu yapan bir algoritmayı eğitmek üzere ISS, Hubble, MRO Uzay Teleskopları ve diğer uydular tarafından kaydedilen ve şimdiye kadar bir sanat eserinde kullanılan en büyük uzay temalı veri kümesi olan iki milyondan fazla görüntüden yararlanıyor. Astronomide bugüne kadar kullanılan en gelişmiş teleskopların ‘hatıraları’ olarak da ele alınabilecek görsellerden oluşan bölümde, seyircinin ham verilerle etkileşime girmesine olanak tanıyan bir enstalasyon, eserleri ortaya çıkaran araçların işlevselliğini gözler önüne seriyor. Böylelikle evreni tahayyül etme hissimiz, yalnızca soyut imgelerle değil, aynı zamanda ulu bir bütünlüğün parçalanmış fakat somut delilleri aracılığıyla destekleniyor.
İkinci bölüm, “Düşler”, üç boyutlu veri heykelleri ve 15 dakikalık, mekanla bütünleşik bir yapay zeka sineması enstalasyonundan oluşuyor. En son 3D baskı teknikleriyle oluşturulan veri heykelleri Hubble, ISS ve Mars teleskoplarının görsel hatıralarından esinlenen sentetik manzaraları temsil ediyor ve hem dünyanın hem de diğer gök cisimlerinin topolojilerinden oluşan veri noktaları arasındaki çoklu ağ akışını alternatif bir perspektiften sergiliyor. Kolektif bir bilinç dışına ulaşmak için verilerle hikaye anlatmak, Refik Anadol’un ilk sergisinden bu yana işlerinin temelini oluşturuyor. “Düşler” bölümünün sinematik kısmı olan “Makine Hatıraları v.2” başlıklı eserde bu tema, izleyiciyi 15 dakika boyunca bir makinenin zihnine adım atmaya davet eden sürükleyici bir yapay zeka hikayesi şeklinde inceleniyor.
Teleskoplardan alınan geniş arşiv kümeleri arasındaki bağlantıları keşfeden, mekanla bütünleşik bir eseri deneyimleyen izleyiciler, kendilerini sürekli genişleyen bir veri evreninde buluyor. Bu veri-odaklı mekan, yalnızca uzay görsellerinin enterpolasyonunu ve sentezini temsil etmekle kalmıyor, aynı zamanda rüyaların sanatsal yaratıcılığın yapı taşı olduğu gizli bir kozmos haline geliyor. “Düşler”, çok boyutlu ve uzay temalı bir filmi, yeni bir kartografik estetikle sunarken, enstalasyonun makine tarafından yaratılan düşleri, izleyicinin kainatın görünmez katmanlarıyla bağlantılar kurmasını amaçlıyor ve hem dünyaya hem çevreye, hem de evrene aidiyet duygusunu tetikliyor.
Beyoğlu Belediyesi’nin de destek verdiği serginin katılımcı sponsorları ABC Deterjan, Atelier Rebul, Fuudy, Jotun, Kahve Dünyası Algötür, MG International Fragrance Company, Swissôtel The Bosphorus Istanbul; medya sponsoru Joy FM; reklam ve tanıtım sponsorları ise City’s, IstanbulArtNews, Just Work, Kentvizyon, Panoffect ve Panout.
Refik Anadol hakkında
Refik Anadol, 7 Kasım 1985 yılında İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini İstanbul Bilgi Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nde fotoğraf ve video alanında en yüksek onur derecesiyle bitirdi. Ardından Los Angeles, Kaliforniya Üniversitesi (UCLA) Medya Sanatları Tasarımı Bölümü’nde yüksek lisans eğitimini tamamladı. Halen UCLA’in aynı bölümünde öğretim görevlisi ve misafir araştırmacı olarak görev yapıyor.
Anadol, ilk dönemlerinde özellikle kamusal alanlarda sergilediği, mimari odaklı verilerle oluşturduğu heykeller ortaya koyuyordu. Zamanla, birçok farklı alandaki veriyi yapay zeka programlarına işleyerek yine kamusal alanlarda sergilemeyi tercih ettiği dev projelere yöneldi. Son zamanlarda makinelerin hafızasına, yani makinelerin verileri algılama ve düşünme biçimlerine yoğunlaşan Anadol, imza attığı projelerde görsel, işitsel, sismik, coğrafi, meteorolojik, kültürel ve akla gelebilecek her türlü veriyi aralarında NASA ve Google’ın da bulunduğu dev kurumlarla iş birliği yaparak topluyor. Sonrasında, dünyanın ve insanların yaşamını sürdürürken gayri ihtiyari oluşturduğu bu verilerle, projeye özel yazılan algoritmalarla çalışan yapay zeka programını besliyor. Böylelikle sanatçı, içinde yaşadığımız teknolojinin ve makinelerin verileri nasıl algıladığını, yorumladığını gösteren veri heykelleri yaratıyor. Google, Microsoft, Nvidia, Intel, IBM ve Samsung gibi uluslararası kuruluşlarla iş birliği yapan Refik Anadol, yaşamını ve çalışmalarını Los Angeles’ta sürdürüyor.
Sanatçının seçili kamusal mekana özgü işitsel ve görsel performansları ve sergileri arasında National Gallery of Victoria, Melbourne (Avusturalya); MEET Digital Culture Center (İtalya); Artechouse New York (ABD); Walt Disney Concert Hall (ABD); Hammer Museum (ABD); International Digital Arts Biennial Montreal (Kanada); Ars Electronica Festival (Avusturya); l’Usine Geneve (İsviçre); Arc de Triomf (İspanya); Zollverein SANAA’s School of Design Binası (Almanya); İstanbul Tasarım Bienali (Türkiye); Sydney City Art (Avustralya) yer alıyor. Anadol ayrıca The Architect’s Newspaper En İyi Sergi Tasarımı Ödülü, Microsoft Research En İyi Vizyon Ödülü, German Design Ödülü, UCLA Art+Architecture Moss Award, University of California Institute for Research in the Arts Ödülü, SEGD Global Design Award, Google’s Art and Machine Intelligence Artist Residency Award’ın da aralarında bulunduğu birçok ödüle layık görüldü.