Multidisipliner bir sahneye dönüştürülen Müze Gazhane -2. Kat’ta gerçekleştirilen Yerin Altında konseri öncesi Türk alternatif müzik sahnesinin önemli isimlerinden Korhan Futacı ile bir araya geldik; müzik yolculuğuna dair merak edilenleri sorduk.
Müzikle nasıl tanıştınız? Müzik aletleri içinde saksafona olan ilginiz nereden geliyor?
Bir şekilde ailemdeki herkes bir ucundan da olsa müzikle ilgilenmiş aslında. Anneannem ud çalardı, büyükbabam gençliğinde keman çalmış ve hatta nota ile ilgili ilk eğitimimi o vermişti. Ağabeyim de zaten profesyonel müzisyen. Rahmetli eniştem ise profesyonel olarak bu iş yapmasa da müthiş bir şarkıcı idi. O yüzden müzik kendimi bildim bileli hayatımızın bir parçasıydı. Tam yaşımı hatırlayamıyorum ama epey küçüktüm, babamla arabada giderken TRT Radyosu’nda John Coltrane çalmaya başladı ve o sese aşık olmam saksafona olan ilgimin başlıca sebeplerindendir.
Korhan Futacı ve Kara Orkestra’nın bir araya geliş hikâyesinden bahseder misiniz? Saykedelik rock, caz ve yerel ezgileri bir arada kullandığınız solo projeniz nasıl oluştu?
“Korhan Futacı ve Kara Orkestra” aslında solo projeme verdiğim isimdi. Zaman içerisinde 2 albüm ve birkaç single yayınlamış, birçok müzisyen arkadaşımın dahil olduğu ve sayısız konserler yapmış bir proje oldu. Fakat yaklaşık üç senedir solo projemi isim değişikliği yaparak sadece kendi adımı kullandığım hali ile devam ettiriyorum ve çok uzun zamandır birlikte müzik yapmaktan çok büyük keyif aldığım değerli müzisyen dostlarımla sahne alıyorum. Tuşlu çalgılarda Burak Irmak, bas gitarda Feryin Kaya, davullar ve zillerde Berkan Tilavel, bariton saksafonda Barış Ertürk, perküsyonda Kerem Sefil ve vokalde Senem Demircioğlu. İçerik ve sahnede sunduklarımla ilgili olarak beni çok daha özgürleştirdi bu durum. Her zaman yaratıcılığın ve olasılıkların peşinden giden biri oldum. Sahneye bazen tek başıma bazen de yedi kişi çıkabilme rahatlığını yaşamak hayal gücümü tetikleyen bir durum.
Şarkılarınızın ana teması nedir? Üretim aşamasında düşünceleriniz mi yoksa duygularınız mı ön planda?
Şarkılarımda çoğunlukla ve de istemsiz olarak varoluşu sorguladığımı fark ediyorum. Kendime verecek cevapları arıyorum belki de. Hayatı ve içinde yaşadığımız bu tuhaf düzeni kendimi bildim bileli yargılamış, incelemiş, yermiş ve yine de tüm olumsuzluklarına rağmen her zaman çok sevmişimdir. Sevebilmek için ise bütününü görebilmek ve bunun için de bazen inadına çok derinlere inmek gerekiyor. Benim şarkılarım da en dipten yüzeye taşıdığım hikayelerden ibaret sanırım.
Kültür sanat arenasının hareketlendiği şu günlerde dinleyicileri neler bekliyor? Yeni projeleriniz ya da müzikal iş birlikleriniz var mı?
Yepyeni bir albüm geliyor çok yakında. Mixlerini ve masteringlerini bitirmiş ve yayına hazır durumdayız, eli kulağında. Albüm 8 şarkıdan oluşuyor ve bir parçada sevgili dostum Gazapizm ile bir düetimiz var.
İstanbul sizin için hangi ses, hangi duygu desek?
Yeni albümüme de adını veren “Karmaşaya Aşina” isimli bir parçam var. Bu şarkıyı İstanbul için yazmıştım. İnsanı müthiş bir yalnızlık duygusu içindeyken bile bir başına bırakmayan bir şehir İstanbul. Kaosu, tarihi, insanları ve çıkmazları ile inanılmaz bir şehir. Vapurun kıçında geçen bir hikaye ile anlatmaya çalıştım İstanbul’u.