Onlar, kendi alanlarının öncüsü ve ilkleri başaran kadınlar…
8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle Türkiye’de ilkleri gerçekleştiren, hepimize ilham olan ve kültür sanat hayatında önemli izler bırakan başarılı kadınlarımızı yakından tanımak ve hatırlamak istedik.
Afife Jale
Tiyatroya aşkla bağlı, hayallerinin peşinden koşan ve ne pahasına olursa olsun vazgeçmeyen, İstanbul Şehir Tiyatroları (Dârülbedâyi) kadrosunda yer alan, Türkiye’de sahneye çıkan ilk Türk Müslüman kadındır; Afife Jale.
Adı, 1997’den bu yana düzenlenen Afife Tiyatro Ödülleri ile de yaşatılan Afife Jale’yi yakından tanımak için onu anlatan kitapları inceleyebilirsiniz.
“Beni acıyarak değil, düşünerek severek, kucaklayarak hatırlayın. Tiyatro varsa ben varım!”
Jale İnan
Türkiye’nin ilk kadın arkeologudur; Jale İnan. Türk ve dünya arkeoloji tarihinde önemli bir yere sahip olan Side ve Perge Antik Kenti, kendisi tarafından keşfedildi. İnan ayrıca Kremna ve Papmfilya Seleukeiası antik kentlerinde kurtarma kazıları yaptı. Arkeolog İnan, İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji Kürsüsü’nün kurulmasına katkı sağladı.
“Kazı biliminin kitaplardan değil, kazı yaparak öğrenileceğine inanır, en büyük arzu ve dileğim iyi arkeologlar yetiştirmektir.”
Leyla Gencer
Opera tarihine “Türk Diva”sı olarak adını yazdıran, sesiyle dünyanın dört bir yanındaki sahnelere imzasını bırakmış, 20. yüzyılın en önemli divalarındandır; Leyla Gencer. Aralarında Giuseppe Donizetti’nin operaları da bulunan unutulmuş birçok operayı başarılı bir şekilde yorumlayarak sahneye taşıyan Gencer; “Donizetti Rönesansı”nın gelişmesine ve opera tarihine de büyük katkılar sağladı.
Geniş repertuvarı, lirik sopranodan dramatik koloratüre uzanan bir yelpazede 72 rolü kapsayan Leyla Gencer, 1985’te opera sahnelerine veda etti. 1992 yılına dek konser ve resitallerine devam eden sanatçı, daha sonra kendini genç sanatçıların yetişmesine adadı. Leyla Gencer’i yakın tanımak için bu kitapları inceleyebilir İKSV tarafından hazırlanan belgeselini izleyebilirsiniz.
“Ufkunuz genişledikçe ruhunuz da zenginleşir. Her şeyin en iyisini, asilini arayın”
Semiha Berksoy
İlk Türk kadın opera sanatçısı, Avrupa’da opera sahnesine çıkan ilk Türk soprano, primadonna, ressam ve Türkiye’de modern kültürel tarihin önemli isimlerinden biridir; Semiha Berksoy. Türkiye’ye ilkleri yaşatan sanatçı, operanın yanı sıra sanatın birçok dalıyla ilgilendi. Opera gibi resim sanatından da hiç vazgeçmedi ve eserleri İstanbul’un yanı sıra Venedik ve Şanghay bienallerinde sergilendi. Semiha Berksoy’u yakın tanımak için bu kitapları inceleyebilir, belgeselini izleyebilirsiniz.
“Ben kaderimi yaşadığım haksızlıklara rağmen hep hoş karşıladım. Sanatımla baş başa mutlu oldum, çünkü beni sanattan başka hiçbir şey ilgilendirmiyordu”
Semiha Es
Türkiye’nin ilk kadın gezi ve savaş fotoğrafçısıdır; Semiha Es. 1950 yıllarının ünlü gazetecisi Hikmet Feridun Es’le evlenip ömrünün yarısını eşiyle beraber yurt dışında, savaşlarda, cephelerde geçirmiş, Kore’de üç, Vietnam’da beş sene savaşı fotoğrafladı. 50 yıl boyunca gezi ve savaş muhabiri olarak çalışan Es, 2011 yılında Türkiye Fotoğraf Sanatçısı Ödülleri kapsamında Onur Ödülü’ne layık görüldü.
“Savaşta yaşadıklarım ve gördüklerim, özelikle insani açıdan çok derinden etkiledi beni. Siyasilerin çıkar çatışmaları arasındaki o savaşta, sivillerin düştüğü durumu ve zulmü görmek çok zor ve acı bir tecrübeydi benim için. Yarım yüzyıl fotoğraf makinesini elimden hiç düşürmedim.”