Ezginin Günlüğü: “Anadolu’nun müziğiyle başladık ve Anadolu’nun müziğiyle devam ediyoruz günlüğümüzü yazmaya”

 

Ezginin Günlüğü bu akşam (19 Nisan), Müze Gazhane’nin mum ışığıyla aydınlanan konser serisi Hava Kararınca sahnesinde dinleyicileriyle buluşacak!

Konserden önce, Ezginin Günlüğü ile müziğe dair keyifli bir sohbette buluştuk; merak ettiklerimizi sorduk.

Ezginin Günlüğü’nün yola çıktığı zamanlardan bugüne geçirdiği müzikal değişimler ya da dönüşümler hakkında neler söylersiniz? Grubun tarzını nasıl yorumlarsınız?

Ezginin Günlüğü 40 yılı aşkın tarihinde elbette ki birçok değişikliğe uğradı. Çünkü o günden bugüne hem dünyada, hem de yurdumuzda köklü değişiklikler oldu. Zaten değişim; hayatın, doğanın kuralıdır. Biz de grup olarak bu değişime ayak uydurmak zorundaydık zaten. Her yeni kuşak, kendi özelliklerini taşır. Bu özellikler de grubun müziğinde yansımalarını bulur. Başka türlüsü zaten mümkün değildir. Yani, bir çağa ayak uyduramıyorsanız eğer, artık sadece tarihte kalır isminiz.

Sizce Türk müzik endüstrisi son yıllarda nasıl bir değişim geçirdi? Bu değişimden nasıl etkilendiniz ve Ezginin Günlüğü olarak bu değişime nasıl adapte oldunuz?

Müzik endüstrisi de, sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada çok büyük değişikliklere uğradı. Kendi müzik geçmişimizden yola çıkarsak mesela; 1985 yılında ilk albümümüzü çıkardığımız zaman, bunu plak ve kaset formatında bastırmıştık. 80’lerin sonlarına doğru CD çıktı piyasaya, plak kayboldu yavaş yavaş. Gene, 1990 yılına kadar sadece devlet televizyonu (TRT) vardı. 90’dan sonra özel televizyon kanalları başladı çalışmaya, çeşitli müzik kanalları oluştu. Klipler devreye girdi. Ve bütün bu teknolojik değişimler, müzik piyasasını derinden etkiledi. Kasetler de çekildi piyasadan. Derken, piyasa gittikçe dijitale döndü ve artık CD falan da tarihe gömüldü nerdeyse. Günümüzdeyse, artık, koleksiyonerler için basılan plaklar dışında, sedece dijital ortam kaldı.

Ezginin Günlüğü olarak Türkiye’nin birçok yerinde konserler verdiniz. Yurt içinde ve yurt dışında verdiğiniz konserler arasında farklılıklar var mı? Türkiye’de ve yurt dışında müzik dinleyicisi arasındaki farklar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Aslında, sadece değişik ülkelerde değil, Türkiye’deki farklı şehirlerdeki konserlerimizde de dinleyici farklılıkları görebiliyoruz. Ama, doğrusunu söylemek gerekirse, bu farklılıklar daha çok yöresel faklılıklar şeklinde oluyor. Bizim dikkatimizi çeken ise dinleyicilerimizin ortak özellikleri… Bu da genellikle; dünyaya, geleceğe ümitle bakan ve güzel yarınlar hayal eden sevgi dolu, pozitif insanlar olmaları. Hem de çok değişik yaş gruplarından, çok farklı  eğitim düzeylerinden insanlar bunlar. Öğrenciler de var aralarında, işçiler de, memurlar da…

Grup üyelerinin zaman içinde değişkenlik göstermesi, grubun müzikal tarzını veya yaratıcılığını nasıl etkiliyor? Ezginin Günlüğü’nün her daim dinamik olmasını buna bağlayabilir miyiz?

Demin söylediğimiz gibi, 40 yılı aşkın zamandır müzik yapan bir gruptan söz ediyoruz. Haliyle zaman içinde grup elemanlarında birçok değişiklikler oldu. Ama bu değişiklikler hep, grubun yapı olarak zenginleşmesini sağladı. Çünkü her yeni eleman kendi özelliklerini de gruba taşıyarak binamızı güçlendirmiş oldu. Mesela ilk yıllarda ağırlıklı olarak türkülerden ve çeşitli şairlerin şiirleri üstüne yazdığımız şarkılardan oluşan bir repertuvarımız varken daha sonra buna, kendi sözlerimizi yazdığımız şarkıları da ekledik. Zaman içinde farklı enstrümanlar kullandık. Ama, grubun kuruluş felsefesi, müzik anlayışı, başlangıcından bugüne kadar hiç değişmedi. ” Sadece tarih değişiyor.

Müze Gazhane’deHava Kararınca etkinliği kapsamında sizi sabırsızlıkla bekleyen dinleyiciler ile buluşacaksınız, onlara neler söylemek isterdiniz?

Gazhane’de buluşacağımız dinleyicilerimize: “Gelin, bugünkü günlüğümüzü birlikte yazalım. Bizleri bekleyen güzel yarınları birlikte çağıralım…!!” demek isteriz…

 

Ezginin Günlüğü bu akşam (19 Nisan) Müze Gazhane’de, Hava Kararınca sahnesinde!

Detaylara buradan ulaşabilirsiniz.