Erol Üyepazarcı ve Taner Ay, Kara Hafta İstanbul Festivali’ne konuk oldu

Türkiye’nin ilk ve tek polisiye edebiyat organizasyonu Kara Hafta İstanbul Festivali kapsamında düzenlenen“Edgar Allan Poe’nin İzinde: İstanbul’da Bir Kuzgun” isimli oturuma Erol Üyepazarcı ve Taner Ay katıldı. 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle bu yıl altıncısı gerçekleştirilen Türkiye’nin ilk ve tek polisiye edebiyat organizasyonu Kara Hafta İstanbul Festivali, kapsamında 26 – 29 Kasım 2020 tarihlerinde çevrimiçi oturumlar düzenlendi. Oturumlarda, Ian Rankin, Michael Kardos, Niklas Natt och Dag gibi polisiye alanında uluslararası üne sahip yazarların yanı sıra Ahmet Ümit, Ayşe Erbulak, Elçin Poyrazlar, Erol Üyepazarcı, Hakan Günday, Mesut Demirbilek, Onur Saylak, Sevil Atasoy, Su Tunç, Suat Duman ve Taner Ay gibi önemli Türk yazarlar yer aldı.

28 Kasım Cumartesi günü gerçekleşen “Edgar Allan Poe’nin İzinde: İstanbul’da Bir Kuzgun” başlıklı oturuma ise İTÜ Mühendislik fakültesi mezunu polisiye roman eleştirmeni ve koleksiyonunda barındırdığı 3500 romanla Türkiye’nin en büyük polisiye koleksiyoncusu olan Erol Üyepazarcı ve araştırmacı, yazar Taner Ay katıldı. Yazar Aslı Perker’in moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda Perker, Edgar Allan Poe’dan alıntı yaparak şu cümleyi okudu: “Kuzgun’un yazılışında hiçbir noktanın kaza ya da sezgiye atfedilemeyeceğini yapıtın son aşamaya kadar bir matematik probleminin kesinliği ve değişmez sonucuyla adım adım ulaşmıştır”. Perker, ardından Erol Üyepazarcı’ya bu cümleden hareketle kuzgun şiirine bir mühendis olarak bakışını sordu.

Polisiye romanlarında matematiksel bir kurgu havasının olduğunu, bu kurguyu da ilk defa Edgar Allan Poe’da görüldüğünü söyleyen Erol Üyepazarcı sözlerine şöyle devam etti: “Polisiye roman kendini yedi aşamada belli eder. İlk aşama sorunun ortaya konulmasıdır. İkinci aşamada ilk çözümler görünür, üçüncü aşamada olaylar düğümlenmeye başlar. Dördüncü aşama karışıklık dönemidir, olaylar iyice karmaşık bir hal alır. Beşinci aşamada ise ilk çözüm pırıltıları görülmeye başlar. Altıncı aşama çözüm, yedinci aşama ise bunu açıklamadır. Bunu ilk defa Edgar Alan Poe Morg Sokağı Cinayetleri’nde göstermiştir ve ardından yazılan polisiye romanlarında genellikle bu şablon kullanılmıştır. Bunun yanında yan karakterler, karakter analizleri ve sosyal iletiler verilebilir. Son zamanlarda sosyal iletileri iletme görevi üstlenen ve neredeyse toplumsal romanın yerini alan bir türdür polisiye.”

Taner Ay ise Perker’in yönelttiği Poe’nun romanlarındaki karanlığın sebebiyle ilgili soruya yönelik “Aslında o kadar çok Poe var ki insan hangisini baz alacağı konusunda tereddüt yaşıyor” diyerek söze başlayan Taner Ay, Poe’yu karalayan adam olarak bilinen Rufus Wilmot Griswold’un ahlaksız, ayyaş, morfinman ve deli iddialarını hatırlatarak Poe’nun ayyaş dahi olmadığını düşündüğünü vurguladı. Ay ardından Poe’nun kısacık yaşamında karşılaştığı darbeleri anlatarak henüz iki yaşındayken başlayan hayatındaki kırılma noktalarına değindi.

Taner Ay sözlerine şöyle devam etti: “Her ne kadar onun hayatının son döneminde yaşadığı hezeyanlar ve gördüğü halisünasyonları biyografi yazarları alkol bağımlılığına bağlasa da o devirde tespit edilememiş farklı bir rahatsızlığı olduğu kanısındayım. Ve bu halisünasyonların, duvarlarda gördüğü sanrıların da edebiyatına yansıdığına inanıyorum” dedi.

Erol Üyepazarcı  ise Poe’nun polisiye eserlerinde çocukluk tramvalarının bir yansımasının bulunmadığını düşündüğünü söyleyerek tamamen matematiksel, şaşırtıcı sonuçları olan bir kurgu olarak gördüğünü vurguladı. Üyepazarcı, Poe’nun polisiyeye getirdiği yeniliklere değinerek şunları kaydetti: “Morgue Sokağı Cinayeti’nde görüleceği gibi kapalı oda muammasını ilk defa ortaya koymuştur.  İkinci husus ki bu polisiye romanlarında yanlış anlaşılan bir konudur; ille cinayet işlenmesi ve dedektiflerin olayı çözmesi gerekmiyor. Suç ve muamma olması onun polisiye roman olması için yeterlidir. Poe’nun Kayıp Mektup isimli eseri buna örnektir.  Altın Böcek kitabında karşımıza çıkan şifreli muammadır. Şifreyi çözmeye çalışır, cinayet küçük yerde işlenmiştir buna dedikodular eşlik eder.”

Oturum dinleyicilerin sorularının cevaplanmasının ardından sona erdi.

Diğer oturumları buradan izleyebilirsiniz.