İstanbul’un eylül ayı ile hareketlenen sanat takviminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür AŞ’nin kamusal sergi alanı Taksim Sanat’ta “Doğu-Batı Divanı” sergisi de yerini alıyor.
Erdal Ateş’in geçmişi, bugünü ve farklı sanat disiplinlerini buluşturduğu “Doğu-Batı Divanı” sergisi, 3 Eylül’de Taksim Sanat’ta kapılarını açtı. Sergi, çok yönlü sanatçı Erdal Ateş’in derinlemesine araştırmalar ve sanatsal arayışlarla ortaya koyduğu eşsiz eserleri izleyicilerin beğenisine sunuyor. Serginin küratörlüğünü üstlenen Harman Şaner Çakmak, serginin Erdal Ateş’in sanatsal yolculuğunu yansıttığını ve bu eserlerin izleyicilere derin bir sanatsal tatmin sunacağını ifade ediyor.
Taksim Sanat, İstanbul’un en işlek ve merkezi noktalarından biri olan Taksim’de, modern sanatın farklı disiplinlerine ev sahipliği yapmaya devam eden öncü bir kültür durağı olarak sanatseverler ve tüm metro yolcularına dinamik bir kürasyonla hizmet vermeye devam ediyor. Geniş bir izleyici kitlesine hitap eden bu mekân, sanatseverlere şehrin karmaşasında estetik bir duraklama alanı sunuyor.
“Doğu-Batı Divanı”nın anlamı ve sanatsal içeriği
Erdal Ateş, “Doğu-Batı Divanı” başlığı altında topladığı bu sergide, yalnızca hat sanatı ile Batı’nın sanatsal değerlerini birleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda bu iki kültürün ortak noktalarını ve zıtlıklarını da sorguluyor. Sanatçı, bu eserlerinde harflerin ve kelimelerin “mânâ”larının ötesine geçerek, onları birer soyut görsel unsura dönüştürüyor. Bu dönüşüm, izleyiciyi metinlerin ötesindeki görselliğe ve estetiğe yönlendiriyor.
Sergide yer alan eserler, hem geleneksel hat sanatından ilham alarak harfleri odağına alıyor hem de modern sanatın yenilikçi ve sorgulayıcı yapısına uygun olarak yeniden şekillendiriyor. Ateş, bu eserlerinde hattatların yazı alıştırmalarından, meşklerinden ilham alıyor. Bu karalamalar, sanatçının ellerinde yeniden şekillenerek soyut resimlere, heykellere ve enstalasyonlara dönüşüyor. Erdal Ateş, bu eserleriyle izleyiciyi sadece bir sanat eseri ile değil, aynı zamanda bir hikâye ile buluşturuyor. Harflerin, yazıların ve plastik sanatların birbirine karıştığı, geçmişin ve bugünün bir araya geldiği bu eserler, izleyicilere bir yandan görsel bir şölen sunarken, diğer yandan derin bir düşünsel deneyim vadediyor.
Sergideki eserler, sadece hat sanatının değil, aynı zamanda Batı’nın sanat anlayışının da izlerini taşıyor. Bu eserlerdeki soyut formlar, izleyiciyi düşündürmeye ve sorgulamaya itiyor. Her bir eser, sanatçının uzun yıllar süren araştırmaları ve sanatsal arayışlarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
İBB Kültür AŞ Genel Müdürü Murat Abbas, “Doğu-Batı Divanı” sergisine ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek şunları söyledi: “Sanatın evrensel dilini kullanarak, hem geçmişin derinliklerinden gelen bir sanat dalı olan hat sanatından ilham alan hem de modern sanatın yenilikçi yaklaşımlarını bir araya getiren bu sergi, bizler için büyük bir önem taşıyor. Erdal Ateş’in bu eserlerinde, yalnızca estetik bir deneyim değil, aynı zamanda derin bir kültürel diyalog da yer alıyor.”
Sanatseverler, 22 Eylül 2024 tarihine kadar Taksim Sanat Galerisi’nde bu benzersiz sergiyi ziyaret edebilir, Erdal Ateş’in sanat yolculuğuna tanıklık edebilir. Bu sergi, İstanbul’un sanat hayatına yeni bir soluk getirecek ve izleyicilere unutulmaz bir deneyim sunacak.
Erdal Ateş Hakkında
Sanatçı Erdal Ateş’in sanata olan ilgisi, çocukluk yıllarından itibaren kitaplara duyduğu derin sevgiyle şekillenmiş. Özellikle sahaf dükkânlarına olan tutkusu, onu yıllar önce karşılaştığı eski hat karalamalarına yöneltmiş. Bir gün, sahaf raflarında bulduğu bu eski karalamalar, sanatçının yaşamında bir dönüm noktası olur ve bu harfler, sözcükler ve mürekkep izleri ile dolu kâğıtlar, ona büyük bir sanatsal ilham kaynağı olur. Zamanla bu karalamaları inceleyip, onların derin anlamlarını ve estetik zenginliklerini keşfetmeye başlar. Bu süreçte, hat sanatının inceliklerini anlamış, hattatların estetik anlayışlarını ve sanatsal disiplinlerini öğrenmiştir.
Erdal Ateş, bu keşiflerinden yola çıkarak, hat sanatını modern bir perspektifte yeniden yorumlamaya başlamıştır. Sanatçının bu sergideki eserleri, hattatların yazı ve desenleriyle başlayıp, modern sanatın sınırlarını zorlayan heykel, enstalasyon ve diğer görsel sanatlarla devam eden bir yolculuğu temsil etmektedir. Ateş’in eserlerinde, harfler ve sözcükler yalnızca bir iletişim aracı olarak değil, aynı zamanda güçlü bir plastik ve estetik yapı olarak da karşımıza çıkıyor. Sanatçı, bu yapıları daha da soyutlaştırarak, izleyicilere bambaşka bir görsel deneyim sunuyor.
İstanbul’un eylül ayı ile hareketlenen sanat takviminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür AŞ’nin kamusal sergi alanı Taksim Sanat’ta “Doğu-Batı Divanı” sergisi de yerini alıyor.
Erdal Ateş’in geçmişi, bugünü ve farklı sanat disiplinlerini buluşturduğu “Doğu-Batı Divanı” sergisi, 3 Eylül’de Taksim Sanat’ta kapılarını açtı. Sergi, çok yönlü sanatçı Erdal Ateş’in derinlemesine araştırmalar ve sanatsal arayışlarla ortaya koyduğu eşsiz eserleri izleyicilerin beğenisine sunuyor. Serginin küratörlüğünü üstlenen Harman Şaner Çakmak, serginin Erdal Ateş’in sanatsal yolculuğunu yansıttığını ve bu eserlerin izleyicilere derin bir sanatsal tatmin sunacağını ifade ediyor.
Taksim Sanat, İstanbul’un en işlek ve merkezi noktalarından biri olan Taksim’de, modern sanatın farklı disiplinlerine ev sahipliği yapmaya devam eden öncü bir kültür durağı olarak sanatseverler ve tüm metro yolcularına dinamik bir kürasyonla hizmet vermeye devam ediyor. Geniş bir izleyici kitlesine hitap eden bu mekân, sanatseverlere şehrin karmaşasında estetik bir duraklama alanı sunuyor.
“Doğu-Batı Divanı”nın anlamı ve sanatsal içeriği
Erdal Ateş, “Doğu-Batı Divanı” başlığı altında topladığı bu sergide, yalnızca hat sanatı ile Batı’nın sanatsal değerlerini birleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda bu iki kültürün ortak noktalarını ve zıtlıklarını da sorguluyor. Sanatçı, bu eserlerinde harflerin ve kelimelerin “mânâ”larının ötesine geçerek, onları birer soyut görsel unsura dönüştürüyor. Bu dönüşüm, izleyiciyi metinlerin ötesindeki görselliğe ve estetiğe yönlendiriyor.
Sergide yer alan eserler, hem geleneksel hat sanatından ilham alarak harfleri odağına alıyor hem de modern sanatın yenilikçi ve sorgulayıcı yapısına uygun olarak yeniden şekillendiriyor. Ateş, bu eserlerinde hattatların yazı alıştırmalarından, meşklerinden ilham alıyor. Bu karalamalar, sanatçının ellerinde yeniden şekillenerek soyut resimlere, heykellere ve enstalasyonlara dönüşüyor. Erdal Ateş, bu eserleriyle izleyiciyi sadece bir sanat eseri ile değil, aynı zamanda bir hikâye ile buluşturuyor. Harflerin, yazıların ve plastik sanatların birbirine karıştığı, geçmişin ve bugünün bir araya geldiği bu eserler, izleyicilere bir yandan görsel bir şölen sunarken, diğer yandan derin bir düşünsel deneyim vadediyor.
Sergideki eserler, sadece hat sanatının değil, aynı zamanda Batı’nın sanat anlayışının da izlerini taşıyor. Bu eserlerdeki soyut formlar, izleyiciyi düşündürmeye ve sorgulamaya itiyor. Her bir eser, sanatçının uzun yıllar süren araştırmaları ve sanatsal arayışlarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
İBB Kültür AŞ Genel Müdürü Murat Abbas, “Doğu-Batı Divanı” sergisine ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek şunları söyledi: “Sanatın evrensel dilini kullanarak, hem geçmişin derinliklerinden gelen bir sanat dalı olan hat sanatından ilham alan hem de modern sanatın yenilikçi yaklaşımlarını bir araya getiren bu sergi, bizler için büyük bir önem taşıyor. Erdal Ateş’in bu eserlerinde, yalnızca estetik bir deneyim değil, aynı zamanda derin bir kültürel diyalog da yer alıyor.”
Sanatseverler, 22 Eylül 2024 tarihine kadar Taksim Sanat Galerisi’nde bu benzersiz sergiyi ziyaret edebilir, Erdal Ateş’in sanat yolculuğuna tanıklık edebilir. Bu sergi, İstanbul’un sanat hayatına yeni bir soluk getirecek ve izleyicilere unutulmaz bir deneyim sunacak.
Erdal Ateş Hakkında
Sanatçı Erdal Ateş’in sanata olan ilgisi, çocukluk yıllarından itibaren kitaplara duyduğu derin sevgiyle şekillenmiş. Özellikle sahaf dükkânlarına olan tutkusu, onu yıllar önce karşılaştığı eski hat karalamalarına yöneltmiş. Bir gün, sahaf raflarında bulduğu bu eski karalamalar, sanatçının yaşamında bir dönüm noktası olur ve bu harfler, sözcükler ve mürekkep izleri ile dolu kâğıtlar, ona büyük bir sanatsal ilham kaynağı olur. Zamanla bu karalamaları inceleyip, onların derin anlamlarını ve estetik zenginliklerini keşfetmeye başlar. Bu süreçte, hat sanatının inceliklerini anlamış, hattatların estetik anlayışlarını ve sanatsal disiplinlerini öğrenmiştir.
Erdal Ateş, bu keşiflerinden yola çıkarak, hat sanatını modern bir perspektifte yeniden yorumlamaya başlamıştır. Sanatçının bu sergideki eserleri, hattatların yazı ve desenleriyle başlayıp, modern sanatın sınırlarını zorlayan heykel, enstalasyon ve diğer görsel sanatlarla devam eden bir yolculuğu temsil etmektedir. Ateş’in eserlerinde, harfler ve sözcükler yalnızca bir iletişim aracı olarak değil, aynı zamanda güçlü bir plastik ve estetik yapı olarak da karşımıza çıkıyor. Sanatçı, bu yapıları daha da soyutlaştırarak, izleyicilere bambaşka bir görsel deneyim sunuyor.