“Cryptomarbles” NFT sergisi, 31 Mayıs tarihinde Taksim Sanat’ta kapılarını açıyor!

Üretken sanat ile geleneksel ebru sanatı arasındaki bağlantıyı bütünselleştiren Ecem Dilan Köse’nin “Cryptomarbles” isimli NFT Sergisi, 31 Mayıs – 19 Haziran tarihleri arasında Taksim Sanat’ta ziyaretçilerini bekliyor.

Taksim Metrosu’nun içinde konumlanan bir kültür sanat durağı Taksim Sanat, sanatçı Ecem Dilan Köse’nin “Cryptomarbles” isimli NFT sergisine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Üretken sanatta kullanılan algoritmaların doğadaki oluşum, dağılma, birleşme gibi desenlerle nasıl benzerlik gösterdiğine vurgu yapan Cryptomarbles sergisi, 10 dijital sanat, 1 AR ve 1 interaktif çalışmadan oluşuyor. Sergideki çalışmalar, NFT aracılığıyla koleksiyonerlerle buluşturuluyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İBB Kültür Dairesi Başkanlığı ve İBB Kültür AŞ’nin iş birliğiyle düzenlenen Cryptomarbles, dijital dünyanın gelişiminin doğadan kopuk olmadığını anlatırken; aynı zamanda ebru sanatı ile üretken sanatın benzerliklerine değiniyor. Bütünsel varoluşu, su üzerinden irdeleyen sanatçı, sergi kapsamında “NFT Sohbetleri” başlığı altında söyleşiler de gerçekleştirilecek.

Söyleşi programı dahilinde Ecem Dilan Köse’nin moderatörlüğünde Selçuk Artut, Garip Ay, Derya Yücel, Hakan Yılmaz, Begüm Güney ve Meriç Aktaş Ateş sanata ve sergiye dair düşüncelerini Taksim Sanat Söyleşileri başlığında katılımcılarla paylaşacak.

Söyleşi Programı:

3 Haziran, 18.00 – Begüm Güney (NFT, Sanat Yapıtı ve Kültürel Dönüşüm)

4 Haziran, 14.00 – Meriç Aktaş Ateş (Kamusal Alanda Sanat Deneyimi) 

4 Haziran, 15.00 – Selçuk Artut (Sanat ve Matematik)

4 Haziran, 16.00 – Garip Ay (Yeni Estetik)

8 Haziran – 18.00 – Derya Yücel (Yeni Medya Sanatı, Yeni Müzeoloji ve Küratörlük)

9 Haziran, 18.00 – Hakan Yılmaz (Dijital Ortamda Geleneksel Sanat Mümkün mü?)   

 

Cryptomarbles hakkında

Doğa, daima eşsiz güzelliklerle doludur. Hayranlık uyandıran her şey doğadadır. Kuşların hareketi, çiçek yaprakları ve oluşum sistemi… Doğada gördüğümüz her şey mükemmel ve benzersizdir. Kendi benzersizliğinizin bir modelini yaratmak, “benzersiz” olmanın sistematiğini aramak ise güzelliğe ulaşma çabasıdır. Bilimin ortaya koyduğu sistematik benzersizlik, hayranlığı doğurur. Üretken (generative) sanat ile geleneksel ebru sanatı arasındaki nefes kesici bağlantı burada başlıyor.

Üretken sanat, sanatçı tarafından yazılan matematiksel algoritmalar tarafından oluşturulur. Burada sanatçının rolü, otonom bir sistem kurgulamak ve sanatın yaratıldığı algoritmaları tanımlamaktır. Ebru sanatında da bu süreç benzerdir. Boyanın ilk damlası suya değene kadar sistem, üretici sanatta olduğu gibi kurulur. Boyanın suyla buluştuğu andan itibaren ise kurulan sistem içinde (kaos içinde) bir kompozisyon oluşur.

Üretken sanatta güzellik, sanatçıya ve eserin kendisine hükmeden üçüncü güç olan bir sistem inşa etmekte yatar. Sanatçı, bir detayın sayısız detaya uzanıp tamamlanmış bir esere dönüştüğü formülü boyamaktadır. Bir parçanın benzersiz özellikleri, başka bir algoritmada yazılır. Algoritmalarda kurulan sistemlerin doğa olayları üzerine geliştirilmesi ve sistemin yarattığı her anın benzersiz olması; ortaya çıkması beklenen rastgelelik geleneksel Türk ebru sanatı ile birbirine temas eden hoş bir benzerliktir.

Gelenek ve yenilik arasında bir köprü olmak; insanlığın fizikselden dijitale uzanan yolculuğunda önem taşır. Kültürel mirasımızı, içinde bulunduğumuz zaman ile birleştirmek için geleneksel Türk ebru sanatı da teknoloji de bir araçtır.

Ecem Dilan Köse kimdir?

1990 Ankara doğumlu olan Ecem Dilan Köse, mimari disiplinden gelen kavramsal bir sanatçıdır. Üretim teknikleri itibarıyla dijital sanatçı olarak anılır. Eser üretimlerinde kodlama, artırılmış gerçeklik, VR, yapay zekâ/makine öğrenmesi gibi teknikleri kavramsal anlatılarını method-içerik ilişkisini sağlamak amaçlı kullanır.

Yaptığı eserlerde yaşamın özü nedir? Var olmak ne demektir? Gibi soruları soran sanatçı yaşadığı zaman ve toprakların bir parçası olarak eser üretimlerini sürdürmektedir.

Şimdiye kadar ABD, Rusya, Güney Kore, İngiltere gibi bir çok ülkede eserleri sergilenmiş ve bir çok festivalde dijital ses entegre eserlerini canlı olarak performe ederek izleyiciye sunmuştur. Çalışmalarına İstanbul’da devam eden sanatçı teknoloji ile değişen insan davranışlarını daha iyi bir toplum olmak, daha iyi bireyler olmak adına farkındalık yaratmak maksadıyla teknolojiyi yakından takip etmekte ve uyum sağlamaktadır. Bu sebeple son dönemde eserleri NFT olarak da görülmektedir.