Can Yücel… Şimdiye dek O’nun sandığımız şiirlerle aşklarımıza, üzüntülerimize bilmeden eşlik eden ancak başkalarının şiiri olduğunu öğrendiğimizde bile hafızalarımızdan silinmeyen şair! İlham kaynağı doğa, insanlar, olaylar, heyecanlar, duyumlar ve duygular olan, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde kullandığı yalın dili ve buluşlarıyla edebiyatseverlerin dikkatini çeken Can Yücel’i, ölümünün 22. yılında sevgi ve özlemle anıyoruz.
Peki ya siz onu sadece şair mi sanırsınız? Can Yücel, şair kimliğinin yanı sıra birçok kişinin hiç de bilmediği; yok olan yerel tohumların bir merkezde toplanıp korunması gerektiğini düşünen ve hatta bunu vasiyetinde dile getiren, yüzlerce çeşit atalık tohumu güvence altına alacak ve yok olmaya yüz tutan tohum-gen çeşitliliğini gelecek kuşaklara aktarmayı amaçlayan biri.
Can Yücel kimdir?
Can Yücel, 21 Ağustos’ta doğdu.
Köy Enstitüleri’nin kurucusu, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in oğlu olan şair, Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu.
Hayatının çeşitli dönemlerinde çevirmenlik spikerlik ve tursit rehberi olan Can Yücel, şair olarak yaşamını İstanbul’da ve Datça’da sürdürdü.
Şair, ilk şiir kitabı “Yazma”yı 1950’de yayınladı.
1965’ten sonra siyasi konulara yönelip, toplumsal eleştiri niteliğinde şiirler yazdı ve bu şiirleri “Bir Siyasinin Şiirleri” kitabında topladı.
Toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde mizahı kullandı ve doğaçlama yazma tarzını benimsedi.
Can Yücel’in şiirlerinde coşkulu anlatım, uyaklı söyleyiş, geleceğe umut ve güvenle bakış belirgin özellikleriydi.
Yalın bir dille yazdığı şiirlerinde en belirgin özellik, ironi oldu.
Yerleşik düzeni eleştirmenin dışında şiirlerinin konuları; doğa, insanlar, heyecanlar, duygular ve olaylar oldu.
Can Yücel, çoğunda sevdiği insanları tarif ettiği şiirlerinde eşine, çocuklarına, torunlarına ve babasına olan sevgisini yansıttı. “Maaile” isimli bir eseri de bulunan Yücel’in, “Küçük Kızım Su’ya”, “Güzel’e”, “Yeni Hasan’a Yolluk”, “Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim” adlı şiirleri, ailesine yazdığı şiirler arasında yer aldı.
Can Yücel, şiirlerinin yanı sıra Hamlet, Fırtına ve Bir Yaz Gecesi Rüyası gibi oyunların çevirisini yaptı. Yücel, Shakespeare’in “Olmak ya da olmamak” anlamındaki “To be or not to be” cümlesini, “Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin” şeklinde Türkçeleştirmesiyle de dikkati çekti.
Can Yücel, 12 Ağustos 1999’da Datça’da vefat etti.
Can Yücel’in şiirlerinden alıntılar
Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim
“Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpı bacaklarıyla ha düştü, ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin,
O çapkın babamı ben öyle sevdim.
Bilmezdi ki oturduğumuz semti,
Geldi mi de gidici hep, hep acele işi!
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi.
Atlastan bakardım nereye gitti,
Öyle öyle ezber ettim gurbeti.”
Sevgi Duvarı
“Baktım gökte bir kırmızı bir uçak
Bol çelik bol yıldız bol insan
Bir gece Sevgi Duvarını aştık
Düştüğüm yer öyle açık öyle seçik ki
Başucumda bi sen varsın bi de evren
Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi”
El Tutuşa Tutuşa
“Ne kadar çok elimiz varmış meğer
İlkin, senin elinle tutuşan benimki
Sonra çocuklarınki
Gençlerinki
Tekel işçilerininki
Sonra, ellerin elleri…
Ne kadar çok elimiz oldu, baksana
Tutuşa tutuşa
Bir orman yangını gibi”
Küçük Kızım Su’ya
“Bir derin uykudaydım ölümün içinden
Açtım ki gözlerimi
Bir suyun gölgesi gibi
Kendisi adeta bir suyun
Ayakucumda sen oturuyorsun
Şiir getirenlerin çok olsun çocuğum!”
Yaprak Dökümü
“Sararıp dökülmeden önce kızaran yapraklar ki onlar
Şan verdiler ortalığa bütün bir sonbahar
Mevsim dönüp de yeniden yeşermeğe başlayınca rüzgar
Çıplaklığında o atın yine onlar koşacaklar
O çocuklar
O yapraklar
O şarabi eşkıyalar
Onlar da olmasa benim gayrı kimim var?”
Martılar Ki
“Günlerdir körköstebek nefsimle öyle hırlı
Ve öylesine harlı ki
esrik nefesim
Bir kibrit tutsam parlayacak.
Bir sarnıç gemisi diyecekler alev almış
Boğazın iki yakasından
Oysa bir gaz tenekesiyle bir şişe mavi
Gelişi güzel mi güzel bir ocak
Suların ortasında sevgili öfkemle benim
Yanacak bahar erişinceye değin
Soğuktan morarmış kanatlarını
ısıtsın diye martılar
Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin”
Sabah Sabah
“Bu gül bir şeyin anısı olacak ama neydi unuttum
Kim bilir belki de sabah sabah yeniden açan umudum”
Şey Gibi
“Şey gibi herbişeyim yahu
Satır yazamıyorum
Sanki kendimle değil
Dünyayla ölüyorum
Bağırsam bağırsam bağırsam
Bağırdığımı duymuyorum
Tek bir musluk var açık
Onunla akıyorum…”
Can Yücel’in şiir kitapları
Can Yücel’in şiir kitaplarına buradan ulaşabilirsiniz.
Can Yücel’in evini ziyaret edin
Can Yücel, vefatından önceki son 10 yılını Datça’da geçirdi. Şairin yaşadığı ve birçok önemli eserlerini yazdığı Eski Datça’daki ev ise müzeye çevrildi ve evin bulunduğu sokağa Can Yücel Sokağı denildi. Ölüm yıl dönümünde yolu Datça’ya düşecekler Yücel’in evini ziyaret edebilir.
Can Yücel Tohum Merkezi’nin ikincisi bu yıl açıldı
Can Yücel’in yok olan yerel tohumların bir merkezde toplanıp korunması gerektiğine yönelik vasiyetine sahip çıkıldı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yok olan yerel tohumların bir merkezde toplanıp korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için ilkini 10 yıl önce Seferihisar’da kurduğu Can Yücel Tohum Merkezi’nin ikincisini İzmir’de açtı. Detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.