Türkiye’nin ilk ve tek polisiye edebiyat organizasyonu Kara Hafta İstanbul Festivali kapsamında düzenlenen “Bir Kahraman Yaratmak” başlıklı oturumda “Simya Savaşları” serisiyle tüm dünyada ilgi gören ABD’li yazar Ian Tragellis ile yazar Michael Kardos konuk oldu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle bu yıl altıncısı gerçekleştirilen Türkiye’nin ilk ve tek polisiye edebiyat organizasyonu Kara Hafta İstanbul Festivali, kapsamında 26 – 29 Kasım 2020 tarihlerinde çevrimiçi oturumlar düzenlendi. Oturumlarda, Ian Rankin, Michael Kardos, Niklas Natt och Dag gibi polisiye alanında uluslararası üne sahip yazarların yanı sıra Ahmet Ümit, Ayşe Erbulak, Elçin Poyrazlar, Erol Üyepazarcı, Hakan Günday, Mesut Demirbilek, Onur Saylak, Sevil Atasoy, Su Tunç, Suat Duman ve Taner Ay gibi önemli Türk yazarlar yer aldı.
26 Kasım Perşembe günü gerçekleşen “Bir Kahraman Yaratmak” isimli oturuma ise “Simya Savaşları” serisiyle tüm dünyada ilgi gören ABD’li yazar Ian Tragellis ile yazar Michael Kardos konuk oldu. Yazar Nazlı Berivan Ak’ın moderatörlüğünü üstlendiği oturumda, Ian Tragellis, son kitabında insan olmayı tek bir gün için deneyimlemek isteyen mekanik bir bireyin hayatını yazdığını belirterek, “Bunun için böyle bir adamın yaşayacağı dünyayı hayal etmem gerekiyordu. Simya yoluyla büyüyle var olan bir karakter yarattım. Karakter yaratmak için o karakterin yaşadığı, yaşayabileceği her şeyi ölçüp biçmek gerekiyor.” dedi.
Ian Tragellis, son kitabında insan olmayı tek bir gün için deneyimlemek isteyen mekanik bir bireyin hayatını yazdığını belirterek, “Bunun için böyle bir adamın yaşayacağı dünyayı hayal etmem gerekiyordu. Simya yoluyla büyüyle var olan bir karakter yarattım. Karakter yaratmak için o karakterin yaşadığı, yaşayabileceği her şeyi ölçüp biçmek gerekiyor.” dedi.
Yeni okurların kitaplarıyla tanışmasından büyük memnuniyet duyduğunu ve heyecanlandığını vurgulayan Tragellis, roman yazmanın ve romanda bir karakter yaratmanın püf noktasının “Ben orada olsam ne yapardım?” sorusunu sormak olduğunu söyledi.
Karakterlerin okur için ikna edici olması gerektiğine dikkati çeken Tragellis, şunları kaydetti: “İnsanlar karmaşık ve bu karmaşıklık iyi de olabilir, kötü de olabilir. Ben gri karakterleri çok severim. Çünkü hepimiz bence biraz griyiz. Hiç kimse tam iyi ya da kötü değil. Ben geriye dönük çalışıyorum. Önce küçük bir dünya yaratıyorum, sonra belli sorular soruyorum. ‘Bu dünyada kimin büyük problemleri olur?’, ‘Bu dünyada en güzel hikayeyi hangisi yaşar?’ gibi sorular soruyorum. Karakterlerle tanışmak biraz zaman alıyor. Tam istediğiniz yere geldiğiniz noktada yazdığınız karakter doğal bir şekilde işliyor. Hem istediğiniz hikaye ilerlemeli hem de karakteriniz için hikayedeki eylemler doğal olmalı. Bunun için ben karakterin kim olduğunu ne istediğini çok önemsiyorum. Arthur Conan Doyle’n hikayeleri çok çarpıcı buluyorum. Mesela onun yarattığı karakter olan Sherlock Holmes’u herkes biliyor ama Arthur Conan Doyle onun kadar tanınmıyor maalesef.”
Michael Kardos ise roman yazarken konunun spesifik olmasını önemsediğine vurgu yaparak, “Spesifik bir konuda yazmak için de bütün detayları araştırmak ve ayrıntılı bir şekilde yazmak gerekir. Bu da çok fazla çalışma gerektirir. Karakter yaratmak adım adım olan bir şey. Ben hazırlık için çok fazla zaman geçiriyorum. Fakat benim için en önemli şeylerden biri romanın ortamını güzel bir şekilde tasarlamak.” ifadelerini kullandı. Kardos, romanlarının ilk taslağını yazarken acele etmediğini ve hazırlık yapmaya önem verdiğini aktararak, Edgar Allan Poe’nun öykücülüğünden çok fazla ilham aldığını dile getirdi.
Diğer oturumları buradan izleyebilirsiniz.