
İstanbul’da yürüyüş yapmak, şehri yakından tanımanın en iyi yollarından biri. Tarihi Yarımada, Osmanlı ve Bizans izlerini bir arada görebileceğiniz, dar sokakları ve eski hanlarıyla dikkat çeken bir bölge.
Kimine göre açık hava müzesi, kimine göre bitmeyen bir kaos. İstanbul’un Tarihi Yarımadası, her köşesinde başka bir dönemin izini saklıyor. Bu hafta rotamızda, Kurukahveci Han’dan Büyük Valide Han’a tarih dolu bir yürüyüşe çıkıyoruz.
Kurukahveci Han
Rotamıza Eminönü’nde, Kurukahveci Han’dan başlıyoruz. 1912 tarihli zarif tabelası ve Fransızca-Türkçe kitabeleriyle dikkat çeken han, Osmanlı döneminde kahvecilerin merkezlerinden biri olarak hizmet vermiş. Geçmişten günümüze kahve kavrulup taş değirmenlerde öğütülüyor. Hanın her katındaki geniş pencereler, yapının 20. yüzyıl başlarındaki inşaat özelliklerini yansıtıyor.
Büyük Valide Han

Biraz yukarıya doğru yürüyerek Büyük Valide Han’a ulaşıyoruz. Kösem Sultan tarafından inşa ettirilen bu han, hem tüccarlar hem de sanatkârlar için bir buluşma noktası olmuş. Avlularındaki taş işçiliği ve tonozlu geçitleri, dönemin mimarisini ve işlevselliğini gözler önüne seriyor. Han, aynı zamanda İstanbul’da farklı kültürlerin bir araya geldiği bir merkez olarak da dikkat çekiyor.
Muhsinzade Han
Yürüyüşümüzü Muhsinzade Han’da sürdürüyoruz. Zarif rika yazılarıyla süslü levhalar, hem estetik hem de koruyucu amaç taşımış. Yapının mimari detayları, dönemin ustalık ve sanat anlayışını yansıtıyor. Hanın dar avluları ve katları, geçmişte hem ticaret hem de üretim alanı olarak kullanılmış.
Rotanın Son Durağı: Yerebatan Sarnıcı ve İstanbul Kitapçısı
Tarihi yarımadada yürüyüşümüzü Yerebatan Sarnıcı’na uğramadan bitirmek olmaz. 6. yüzyılda Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından inşa edilen sarnıç, mermer sütunları ve geniş mekânıyla hem tarihe hem de mekânsal bir deneyime davet ediyor. Yüzyıllar boyunca efsanelere ve filmlere konu olan bu yapı, İstanbul’un geçmişine tanıklık etmek isteyenler için büyüleyici bir durak.
Sarnıcın büyüsünü yaşadıktan sonra, İstanbul Kitapçısı Yerebatan şubesine uğramayı unutmuyoruz. Burada Bizans’tan Osmanlı’ya, İstanbul’un mimarisi ve kültürüyle ilgili kitapları inceleyebilir; az önce adım attığınız taşların ve sütunların ardındaki hikâyeleri sayfalarda yeniden keşfedebilirsiniz. Kültür ve sanat meraklıları için özenle seçilmiş koleksiyon, gezinin sonuna keyifli ve bilgilendirici bir dokunuş katıyor.
İBB Yayınları’ndan olan “İstanbul’da Çok Dilli Kitabeler kitabından yararlanılmıştır.
Kitaba buradan ulaşabilirsiniz.

