Türk öykü ve roman yazarı, şair Sait Faik Abasıyanık’ı ölümünün 67. yılında sevgi ve özlemle anıyoruz.
Aristokrat bir ailede dünyaya gelip emekçileri gözleyen ve onları anlatan, Türk öykü ve roman yazarı, şair Sait Faik Abasıyanık kimdir?Yaşamının öne çıkan anları, eserleri nelerdir? sizinle paylaşmak istedik. Aynı zamanda yazarın eserlerinden hepimizin hayatına dokunan alıntıları yazımızın sonunda bulabilirsiniz.
Hayatı, edebi kişiliği
Sait Faik Abasıyanık, 18 Kasım 1906 tarihinde Adapazarı’nda doğdu.
Annesi, Abasıyanık’ın hayatında hep önemli önemli oldu ve tüm hayatını onunla geçirdi.
Şatafattan nefret ederdi. Dolabında her şey bulunduğu ve ailevi durumumuz iyi olduğu halde ekseriya başına bir kasket ayağına bir pantolon geçirerek balıkçı arkadaşlarıyla gününü gün ederdi.
Makbule Abasıyanık
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde bir süre eğitim gördü.
Şiir yazmaya İstanbul Sultanisi’ndeki öğrencilik günlerinde başladı. Öyküye Bursa’daki öğrencilik zamanında geçti. İlk öyküsü “Uçurtmalar” 9 Aralık 1929’da Milliyet gazetesinin sanat sayfasında yayınlandı.
1930’da yurt dışına ilk kez giden amcasıyla birlikte vapurla Venedik’e oradan Lozan’a geçti. 1931’de ise Grenoble Üniversitesi’ne yazılmadan önce Fransızcasını ilerletmek için Champollien Lisesi’nde Fransızca derslerine devam eder ve aynı yıl kısa bir süre amcasının yanına Milano’ya gitti. Birkaç gün sonra Fransa’ya geri döner. Üç ay sonra amcasına bir mektup yazarak Türkiye’ye dönmek istediğini bildirerek gelip kendisini almasını ister. Paris üzerinden Türkiye’ye dönmek için hareket ederler, Marsilya’ya kadar birlikte giderler ama dönmekten vazgeçerek Grenoble’a geçti. 1934’te Orta Avrupa ve Tuna yoluyla İstanbul’a döndü.
Sait Faik Abasıyanık, 1934-1940 arasında Varlık, Ağaç, Servet-i Fünun, Uyanış, Ses, Yeni Ses, Yaprak, Yenilik gibi dergilerde yayınlanan öykülerinle tanınmaya başladı.
Türk hikâyeciliğinin önde gelen yazarlarından olan Abasıyanık, çağdaş hikâyeciliğe yaptığı katkılarla Türk edebiyatında adeta bir dönüm noktası sayıldı.
Yazar, klasik öykü tekniğini yıkarak doğayı ve insanları basit, samimi, hem iyi hem kötü taraflarıyla oldukları gibi fakat şiirsel ve usta bir dille anlattı. Sıradan insanlar, işsizler, hamallar, balıkçılar, sokak kadınları, kimsesiz çocuklar, emekçiler ve küçük burjuvalar onun insanlarıydı.
Aristokrat değildi. Halktan üstün görünmeye çalışandan hoşlanmazdı. Herkes gibi olmak, herkese uymak isteği onda sonradan edinilmiş bir his değildir. Doğuştan gelme bir tabiattır.
Yaşar Nabi Nayır
Sait Faik, ilk öyküleriyle gözlemci bir yazar olarak belirdi sonra kısa sürede öyküyü olaydan sıyırmaya yöneldi. Ona göre her şey insanı sevmekle başlardı ancak toplumsal düzenin çirkinlikleri, sahtelikler, adaletsizlikler karşısında direnen insanın yalnızlığını keşfedince öyküleri bu duyguya göre şekillenmeye başladı. Sonrasında ise gerçeküstücülüğe yönelerek hikayedeki konu ve olay akışını iyice ortadan kaldırdı. Toplumsal çelişkiler karşısındaki tavrı öfke, yenilgi ve kaçış oldu.
Abasıyanık’ın öykücülüğü; 1936 – 1940 tarihleri arasındaki ilk dönem hikâyeleri, 1948’de “Lüzumsuz Adam” kitabıyla başlayıp 1952’de yayınladığı “Son Kuşlar”a kadar devam eden ikinci dönem hikâyeleri ve bu tarihten vefatına kadar süren, “Alemdağ’da Var Bir Yılan” kitabındaki öykülerle örneklenebilecek son dönemi olarak sayıldı.
Yazar, 11 Mayıs 1954’te İstanbul’da hayatını kaybetti.
Öyküleri;
Semaver (1936)
Sarnıç (1939)
Şahmerdan (1940)
Lüzumsuz Adam (1948)
Mahalle Kahvesi (1950)
Kumpanya (1951)
Havuz Başı (1952)
Son Kuşlar (1952)
Alemdağ’da Var Bir Yılan (1954)
Az Şekerli (ölümünden sonra, 1954)
Tüneldeki Çocuk (1955)
Romanları;
Medar-ı Maişet Motoru (1944, ikinci baskı 1952’de “Birtakım İnsanlar” adıyla)
Havada Bulut (1951)
Kayıp Aranıyor (1953)
Şiiri;
Şimdi Sevişme Vakti (1953)
Sait Faik Abasıyanık Müzesi Burgaz Ada’da
Yazarın ölümünden sonra Burgaz Adası Çayır Sokak 15 numaradaki evleri annesinin isteği ile müzeye dönüştürüldü. Müze, 22 Ağustos 1959 günü açıldı. Müze ziyaret gün ve saatlerini buradan takip edebilirsiniz.
“Hişt Hişt, Genç Sait Faik!” Liseler Arası Öykü Yazma Yarışması
Mal varlığını ve eserlerinin telif hakkını Darüşşafaka’ya bağışlayan, modern Türk hikâyeciliğinin öncülerinden Sait Faik Abasıyanık’ın anısına Darüşşafaka Lisesi tarafından 2006’dan beri her yıl Türkiye çapında düzenlenen “Hişt Hişt, Genç Sait Faik!” Liseler Arası Öykü Yazma Yarışması düzenleniyor.
Sait Faik Abasıyanık’ın gençler tarafından tanınması ve okunmasını sağlamak; gençleri yazmaya özendirmek ve geleceğin yazarlarının yetişmesine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen serbest konulu yarışmada, her yıl dereceye girenlere çeşitli ödüller verilirken, aynı zamanda yarışmada dereceye giren ve ön elemeden geçen öyküleri içeren bir de anı kitabı yayımlanıyor.
Sait Faik Hikâye Armağanı bu yıl, Şermin Yaşar’a
Yazar Sait Faik Abasıyanık anısına her yıl bir öykücüye verilen ve Darüşşafaka Cemiyeti ile İş Bankası Kültür Yayınları işbirliğiyle düzenlenen Sait Faik Hikâye Armağanı’nın 67’ncisi açıklandı. Şermin Yaşar Deli Tarla adlı kitabıyla ödüle layık görüldü. 1955’te Sait Faik’in annesi Makbule Abasıyanık tarafından kurulan Sait Faik Hikâye Armağanı, 1964’ten itibaren Darüşşafaka Cemiyetince veriliyor. Sait Faik’in vasiyetnamesi doğrultusunda dönemin ileri gelen edebiyat ustalarından oluşturulan jüri, o yıl içerisinde yazılmış en iyi hikâyeyi seçerek “Sait Faik ve Makbule Abasıyanık Hikâye Armağanı”nı veriyor.
Sait Faik Abasıyanık’ın eserleri yanı başınızda
Sait Faik Abasıyanık’ın tüm eserlerine ve O’nu anlatan kitaplara buradan ulaşabilirsiniz.
Eserlerinden alıntılar
Uzun bir yoldan sonra denizi görmek gibisin…
Bir Sonbahar Akşamı, Sait Faik Abasıyanık
Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burda her şey bir insanı sevmekle bitiyor…
Alemdağ’da Var Bir Yılan, Sait Faik Abasıyanık
Hiçbir zaman yeniden damla damla, dakikaları duya duya, sıkıla patlaya; rüzgârı, balığı, denizi, ağı seve seve, ölümü beklediğimi bilemeyeceklerdi.
Son Kuşlar, Sait Faik Abasıyanık
Lüzumsuz Adam, Sait Faik Abasıyanık
Sana koşuyorum bir vapurun içinde,
Ölmemek, delirmemek için.Şimdi Sevişme Vakti, Sait Faik Abasıyanık
Şu uyku insanın sevgilisi gibi bir şey, gelmeyince sinirlendiriyor.
Mahalle Kahvesi, Sait Faik Abasıyanık
İstasyon aynaları meşhurdur: İnsanı perişan gösterir.
Hikâyecinin Kaderi, Sait Faik Abasıyanık
Bu belki de sevilmediğini bilmekten doğan bir elem, belki de sevildiğini bilmekten doğan bir hainlikti.
Az Şekerli, Sait Faik Abasıyanık
Elli tonluk kinin yerine iki gramlık sevgiyi ne diye övmeli.
Kayıp Aranıyor, Sait Faik Abasıyanık
Kaynak: