İstanbul’un tarihî yarımadasında, günümüze ulaşabilen erken dönem mimarlık örneklerinden ve dünyanın önemli kültür miraslarından biri olarak kabul edilen Yerebatan Sarnıcı, titizlikle yürütülen restorasyon çalışmalarının ardından 23 Temmuz 2022 itibarıyla ziyarete açılıyor.
2016 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Varlıkları Dairesi Başkanlığı tarafından başlatılan ve 5 yılı aşkın süredir devam eden çalışmalar neticesinde, tarihî Yerebatan Sarnıcı yenilenen yüzüyle yerli ve yabancı ziyaretçileri ağırlayacak. Kapılarını 23 Temmuz’da açacak olan Yerebatan Sarnıcı, haftanın her günü 9.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.
Restorasyon süresince Yerebatan Sarnıcı’nda neler yapıldı?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Varlıkları Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen restorasyon çalışmaları kapsamında;
* Niteliksiz çıkış yapısı, tarihi yarımada sirkülasyonuna uygun olacak şekilde giriş yapısı olarak belirlendi ve çağdaş bir cephe tasarımıyla tamamlandı.
* Sarnıç içindeki tüm beton imalatlar temizlendi. Yürüyüş yolu yenilenerek sarnıçtan yüzlerce kamyon beton uzaklaştırıldı. Yerine esnek, geçirgen, su yüzeyine daha yakın, sarnıcın daha derin deneyimlenebileceği bir yürüyüş yolu yapıldı.
* Sarnıcın deprem dayanımını artırmak için taşıyıcı olmadığı tespit edilen demir gergiler, paslanmaz çelik olarak değiştirildi.
* Sütunlarda, başlıklarda, taban tuğlalarında ve tüm özgün yapı elamanlarında hassas konservasyon, temizlik çalışmaları yapıldı.
Sarnıcın genelinden izole olan Medusa, sarnıçla bütünleştirildi. Yapıya özgün aydınlatma tasarımı ile sarnıcın tüm potansiyeli deneyimlenebilir hale geldi.
Yerebatan Sarnıcı hakkında
Bizans İmparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından yaptırılan sarnıç, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen mermer sütunlar sebebiyle halk arasında “Yerebatan Sarayı” olarak biliniyor. Sarnıcın bulunduğu yerde daha önce bir bazilika bulunduğundan, Bazilika Sarnıcı olarak da anılıyor.
Uzunluğu 140 metre, genişliği 70 metre olan dikdörtgen biçiminde bir alanı kaplayan dev sarnıç, toplam 9 bin 800 metrekare alanı kaplıyor. Yaklaşık 100 bin ton su depolama kapasitesine sahip olan sarnıçta, 9 metre yüksekliğinde 336 sütun bulunuyor. Halk arasında “ağlayan sütun”, “gözyaşı sütunu” olarak bilinen gözyaşına benzer işlemelerin bulunduğu sütun ile Roma dönemi heykel sanatının şaheserlerinden sayılan iki “Medusa Başı”, tarihî sarnıcın simgeleri arasında yer alıyor.
Medusa Başı
Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında kaide olarak kullanılan iki Medusa başı, Roma dönemi heykel sanatının şaheserlerindendir. Sarnıcı ziyaret eden insanların en çok ilgisini çeken Medusa başlarının hangi yapılardan alınıp buraya getirildiği bilinmemektedir. Araştırmacılar genellikle sarnıcın inşası sırasında salt sütun kaidesi olarak kullanılması amacıyla getirildiklerini düşünmektedir.
15 asırlık Yerebatan Sarnıcı ziyaretçilerini bekliyor! Yerebatan Sarnıcı hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Dünyanın en özel yapılarından biri olan 1500 yıllık Yerebatan Sarnıcı’nın restorasyonunu tamamladık.
Bu tarihi yapı ve restorasyonu hakkında hazırladığımız belgeseli YouTube kanalımdan izleyebilirsiniz; https://t.co/gySHnVn2VP pic.twitter.com/QeLyUVsrKV
— Ekrem İmamoğlu (@ekrem_imamoglu) July 21, 2022