Topkapı Sarayı’nın restorasyonu tamamlanan bölümleri de ziyarete açıldı
1999 depreminin ardından kapatılan Haremhas Mutfakları, 2007 yılında Mukaddes Emanetler Dairesi, 2011 yılında Silah Teşhir Salonu, 2014 yılında da 1999 depreminin ardından kapatılan Haremhas Mutfakları, Enderun Hazine Koğuşu ve Hünkâr Mescidi ziyarete açılan Topkapı Sarayı’nın, restorasyonu tamamlanan bölümleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı bir törenle ziyarete açıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 13 yıldır ziyarete kapalı olan Zülüflü Baltacılar Ocağı, Karaağalar ve Kadınlar Mescitleri ile 4 yıldır ziyarete kapalı olan Hünkâr Sofrası bölümünü ziyarete açtıklarını kaydetti.
Yeni bölümlerin açılışı
Topkapı Müzesi’nin restorasyonu tamamlanan bölümlerinin açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişine sahip çıkamayan milletlerin geleceğini inşa edemeyeceğine işaret ederek, “Tarihimizle, medeniyetimizle yeniden buluşma konusunda, bilhassa yeni nesiller açısından Topkapı Sarayı gibi sembol eserlerin çok önemli işlevi olduğuna inanıyorum. Çünkü onlara öz güveni verecek olan işte bu eserlerdir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Topkapı Müzesi’nin restorasyonu tamamlanan bölümlerinin açılış törenine katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, Topkapı Sarayı’nın binlerce yıllık kadim tarihimizin en şanlı dönemlerinden biri olan Osmanlı Cihan Devleti’ne dört yüzyıl boyunca yönetim merkezi olarak hizmet vermiş bir mekân olduğunu hatırlatarak, “Bizim için, milletimizin için herhangi bir tarihî eser olmanın ötesinde anlamlar ifade eden Topkapı Sarayı’nı, tabii ki çok iyi korumak durumundayız. Bu bizim için tarihî bir sorumluluktur, vecibedir. Gelecek nesillere bu eseri maddî ve manevî mânâları ile sapasağlam teslim etmeliyiz” diye konuştu.
“Klasik anlamda bir saraydan ziyade, orta büyüklükte bir şehir”
İstanbul’un fethinin, bir çağın açılıp, bir çağın kapanışının ifadesi ve Topkapı Sarayı’nın da bu muazzam dönüm noktasının ardından inşa edilen ilk muhteşem eser olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, buranın klasik anlamda bir saraydan ziyade, aynı zamanda orta büyüklükte bir şehir olduğunu belirtti.
“Bu mekânı özel kılan bünyesinde yer alan kutsal emanetlerdir”
Bu muhteşem eserin müze haline getirilmesinin Osmanlı döneminde, 19. yüzyılda gerçekleştiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Cumhuriyet döneminde Osmanlı’dan devralınan bu emanet, aynı şekilde müze olarak kullanılmaya devam edilmiştir. Tabii bu mekânı özel kılan en önemli hususların başında, bünyesinde yer alan kutsal emanetlerdir. Buraya ayrı bir önem, ayrı bir zenginlik kazandırıyor. Burayı adeta bir cazibe merkezi haline getiriyor. Sadece bu vasfıyla dahi Topkapı Sarayı, her türlü hizmeti, hürmeti, ziyadesiyle hak eden bir saraydır. Fatih Sultan Mehmet Han’dan başlayarak Topkapı Sarayı’nın kurulmasında ve bugüne kadar gelmesinde iradesi, katkısı, emeği olan herkesten Allah razı olsun, diyorum. Yavuz Sultan Selim’den Fahrettin Paşa’ya kadar kutsal emanetleri bu şehre kazandırarak İstanbul’u manevî olarak taçlandıran tüm ecdattan, onları gözü gibi koruyan, ihtimam gösteren milletten de Allah razı olsun”
Kapalı bölümlerin açılması
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Topkapı Sarayı’nın uzun süre müze olarak kullanılmasına rağmen pek çok bölümünün uzun süredir ziyarete kapalı olduğuna dikkati çekerek, 2007 yılında Mukaddes Emanetler Dairesi’ni, 2011 yılında da Silah Teşhir Salonu ile diğer bir takım bölümleri ziyarete açtıklarını hatırlattı.
1999 depreminin ardından kapatılan Haremhas Mutfakları, Enderun Hazine Koğuşu ve Hünkâr Mescidi’nin de 2014 yılında yeniden ziyarete açıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu gün de 13 yıldır ziyarete kapalı olan Zülüflü Baltacılar Ocağı Karaağalar ve Kadınlar Mescitleri ile 4 yıldır ziyarete kapalı olan Hünkâr Sofrası bölümünü ziyarete açtıklarını kaydetti.
“Tarihimizle yeniden buluşma konusunda Topkapı Sarayı’nın çok önemli işlevi olduğuna inanıyorum”
Bu çalışmaların kesintisiz şekilde sürdürülerek Topkapı Sarayı’nın mümkün olan en geniş şekilde ziyarete açık hale getirilmesini arzu ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü biz, uzun yıllar boyunca tarihinden, kendi geçmişinden koparılmak istenen bir milletin bugünkü mensupları, temsilcileriyiz. Tarihimizle, medeniyetimizle yeniden buluşma konusunda, bilhassa yeni nesiller için Topkapı Sarayı gibi sembol eserlerin çok önemli işlevi olduğuna inanıyorum. Çünkü onlara özgüveni verecek olan işte bu eserlerdir. Yani ecdadı ile kendisini aşağılamayacak, tam aksine ecdadı ile bir özgüven kazanarak, geleceğe bakacak. Bu mekânda 400 yıl boyunca sadece Osmanlı İmparatorluğu’nun değil, onunla birlikte tüm bölgenin, dünyanın çok önemli bir bölümünün yönetildiğini bilmeleri dahi gençlerimizin ufkunu açacaktır.”
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün katılım bankası kurması
Türkiye genelinde 5 bine yakın eserin yeniden kültür hayatımıza kazandırıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni bir teşebbüsü de şöyle dile getirdi:
“Hele hele bir de Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Vakıfbank’taki hissesini, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne almak suretiyle burayı inşallah şöyle bir katılım bankası haline getirmek gibi bir düşüncemiz var. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün katılım bankasını kurmasıyla birlikte inanıyorum ki, kendi yıllık kârından belli bir kısmını bütün vakıf eserlere ayırması, bu eserlerin restorasyonunda kullanması; bir diğer taraftan işte burslarla, kredilerle, bunun yanında birçok yerlerde aşevleriyle vesaireleri ile aynen ecdadımız o akarları nasıl değerlendirdiyse, buralarda kullanmak suretiyle bizim vakıf medeniyetimizi çok daha güçlendireceğine inandığım bir anlayıştır. Çünkü Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Vakıfbank’taki hissesi yaklaşık yüzde 60 ve bu bugünkü rakamla yaklaşık 10 milyar doları aşıyor. Çok ciddi bir güç ve uluslararası camiada da katılım bankaları arasında öne çıkabileceğine inanıyorum. Bunun için de Başbakanımızla da bu konuları görüşüyoruz. İnşallah, bunu biran önce hayata geçirmek suretiyle -ki şu anda Meclis’te bu konu- inanıyorum ki, Vakıflar Genel Müdürlüğü, çok daha güçlü bir hale gelecek ve katılım bankasıyla birlikte hizmetlerini de çok daha ideal bir konuma taşıyacaktır.”
“Geçmişine sahip çıkamayan geleceğini inşa edemez”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu cümlelerle tamamladı:
“Şunu bilmemiz lâzım: Geçmişini bilmeyen, geçmişine sahip çıkamayan, geleceğini inşa edemez. Biz, bir defa geleceğin inşasıyla görevliyiz. Bu şuuru, bu anlayışı 7’den 70’e tüm insanlarımıza kazandırmak mecburiyetindeyiz. Milletin bizatihi kendisi sahip çıktığında hiç kimse bu eserleri ne çalmaya, ne de yıkmaya cesaret edebilir. İnşallah önümüzdeki dönemde bu konuda gerek Kültür ve Turizm Bakanlığımız başta olmak üzere ilgili kamu kurumlarımız, gerek ilgili STK’larımız ve en önemlisi de milletimizle, el birliğiyle, el ele vererek hareket edeceğiz.”
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik tarafından Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin imzasının hat levhası takdim edildi.