Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil: Tarihimiz kurgunun kurbanı

Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil: Tarihimiz kurgunun kurbanı

Kültür A.Ş. Yayınları’ndan çıkan “İstanbul Fetih ve Fatih” kitabının da yazarı olan tarihçi yazar Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Beyazıt Ramazan Sohbetleri'nde yaptığı konuşmada, “Tarih çok önemli olduğu için çok tartışılıyor ve bunun için farklı anlatılmaya, değiştirilmeye çalışılıyor.” dedi.

Türkiye Diyanet Vakfı'nın organize ettiği ve İBB Kültür A.Ş.'nin katkılarıyla düzenlenen 33. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı, Tarihî Yarımada’yı ziyaret edenlerin ilk uğrak yerlerinden biri. Ramazan ve kitap unsurlarını bileştiren fuar, yazar ve okuyucu buluşmaları ile bir şölene dönüşüyor. Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nde yapılan ve Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği'nin (ESKADER) katkılarıyla organize edilen Beyazıt Ramazan Sohbetleri'nin on yedinci günkü konuşmacısı ise tarihçi yazar Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil oldu.

Sohbetinde Tarihî gerçekleri ve tarih yazan padişahları küçük düşürücü dizi ve yayınların toplumumuza olumsuz etkilerini değerlendiren Prof. Dr. Amet Şimşirgil, hem uzak hem de yakın tarihimize dair birçok belgenin gün yüzüne çıkmasıyla birlikte daha doğru tarih okumaları yapılabileceğinin altını çizerek tarih konusunda ehil kişilerin eserlerinin okunması gerektiğini vurguladı. Takdimi gerçekleştiren 33. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı Basın Danışmanı ve ESKADER Genel Sekreteri Elif Sönmezışık’ın dinleyicilere Şimşirgil’in biyografisini aktardığı ve eserleri hakkında bilgiler verdiği programda, dinleyicilerin birçoğu Ahmet Şimşirgil’i ayakta dinledi ve çok sayıda soru yöneltildi.

En büyük eksikliğimiz ilimde

İlimle uğraşan kişinin eserleri ile tanınabileceğini söyleyen Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, başkalarının yazdıkları ve sözleriyle bir kişi hakkında yapılacak değerlendirmelerin yanlış olacağına dikkat çekerek toplum olarak kişileri eserleri ile değerlendirmekten uzak olduğumuzu vurguladı. “Yaklaşık 150 yıldır, birileri bizim için gündem çiziyor. İnsanlarımızın yüzde doksanı bu gündemin peşine takılıp gidiyor. Gündemi tayin edenler ise toplumun yüzde bir kadarı. Kalan yüzde dokuz ise kendi gündemini oluşturabiliyor.” diyen Şimşirgil,  kendi gündemimizi tayin edemesek de başkasının gündemine takılıp kalmamanın kendi elimizde olduğunu, bu konuda ısrarcı olunması gerektiğini ifade etti. Son üç yıldı Kanuni Sultan Süleyman’ı ve Osmanlı Hanedanlığını küçük düşüren dizinin Türkiye’de gündem oluşturduğuna dikkat çeken Ahmet Şimşirgil, ortaya konmuş hatalı tarih bilincini Türk toplumunun zihninden temizlemek için uzun bir zaman gerektiğinin ve bu aymazlıktan kurtulmanın uzun süreceğinin altını çizdi. İlim konusundaki eksiklikleri hatalarla kapatmaya çalışmanın toplumun bilincini sömürdüğüne dikkat çeken Şimşirgil, sözlerini şöyle sürdürdü:

Tarihimizden uzaklaştıranlar var

“Kendi gündemimizi kendimizin tayin edeceği bir konuma gelebilmeliyiz. Türkiye son zamanlarda siyasi anlamda kendi gündemini tayin edebilecek bir konuma geldi. Bu olduğu müddetçe biz millet olarak bir yere gelebiliriz. Birbirimize eksiklerimizi söyleyebildiğimizde, bize söylendiğinde anlayışla karşılayabildiğimizde güçlü bir duruş sergileyebiliriz. Tarih ilmi başka ilim sahipleri başta olmak üzere herkese lazımdır. Kur’ân’da geçmiş ümmetlerin hikâyeleri anlatılarak tarihin ne kadar lüzumlu olduğu vurgulanmıştır. Bugün tarihi yanıltan diziler yalnızca para için değil, milletimizi ecdadından, tarihinden uzaklaştırmak için yapılıyor. Bu yayınlardaki yanlışları göstermek için televizyon programı yapmaya başladım. Kanuni Sultan Süleyman’ın şanı yerlerde süründürülerek Hürrem beddua edilecek bir kadın gibi anlatıldı. Fatih Sultan Mehmed’in şahsiyeti bir film ile yerlere serildi. Yavuz Sultan Selim bir romanla küçük düşürüldü. Tarih çok önemli olduğu için çok tartışılıyor ve bunun için farklı anlatılmaya, değiştirilmeye çalışılıyor.”

Önce fikrî bölünme sonra vahşet

Tarihi yanlış aktaranların karşısında doğruları televizyon gibi iletişim araçlarıyla ortaya koymaya uğraştığını anlatan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, tarih bilgilerinin kaynaklarla kontrol edildikten sonra kabul edilebilir hale geleceğini kaydetti. ESKADER Kurucu Başkanı Mehmet Nuri Yardım söz alarak Gazze’de yaşanan vahşeti hatırlatarak Türkiye’deki herkesin şu sıralar gündeminin birinci sırasında bu felaketin olması gerektiğini vurguladı ve bu manzaralar karşısında üzülmek için yalnızca Müslüman olmak gerekmediğini kaydetti. Bunun üzerine böyle davalarda bir olmamız gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, yaşananların toplumumuza önemli bir mesaj verdiğini ve bu mesajın doğru algılanması gerektiğini belirtti. Gaze’nin yanı sıra Irak, Suriye, Afganistan’ın önce milletlere bölündüğüne ve ardından iç savaş ve işgallerle mağdur edildiğine dikkat çeken Şimşirgil, Bosna’da yaşananların da buna benzer bir yol izlediğini hatırlattı. Osmanlı dönemindeki bölücülüğe dair tehditlerden örnekler sıralayan Ahmet Şimşirgil, dizi ve filmlerde birçok gerçeğin çarpıtıldığını, bunun İslamî değerlerimize de zarar verdiğini, kurgunun gerçek şahsiyetlerle çatışmaması gerektiğini ifade etti.