“İstanbul’un 100 Şarkısı” kitabı çıktı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., dünyada adına en çok şarkı bestelenen şehir olan İstanbul’un en meşhur 100 şarkısını “İstanbul’un Yüzleri Serisi” arasında yayımladı.
Güftesi de Bestesi de İstanbul Kokan Şarkılar
Mehmet Güntekin tarafından İstanbul’un 100 Şarkısı adıyla yayıma hazırlanan kitap, içinde İstanbul geçen veya dekorunu İstanbul’un oluşturduğu 1OO şarkıyı bir araya getiriyor. Güftesi kadar bestesi de İstanbul kokan ve İstanbul aşkıyla dile gelen 100 şarkıdan oluşan seçki, çeşitli dönemlerde İstanbul hayatının ayrılmaz bir parçası olan musiki eserlerini notalarıyla beraber okuyucunun dikkatine sunuyor. Kitapta, yıllarca İstanbul müzik çevrelerinde kullanılan, çeşitli nota hattatlarının elinden çıkmış, radyoevi ve konservatuvar gibi kurumlarda elden ele geçerek İstanbul’a mal olmuş orijinal nüshalar bulunuyor. Ayrıca kitapta, şarkıların hikâyeleri ve bestekârlarıyla ilgili bilgiler de yer alıyor.
Her Biri “Marş” Gibi Ezbere Biliniyor
İstanbul’un 100 Şarkısı’nda bulunan eserler arasında klasikleşmiş olanlar bulunduğu gibi günümüze yakın dönemlerde bestelenmesine rağmen büyük başarı kazanan ve toplumsal hafızada yer edinenler de var. Zeki Müren, Müzeyyen Senar, Nesrin Sipahi, Emel Sayın ve Ahmet Özhan gibi Türk müziğinin unutulmaz isimlerinin seslendirdiği bu şarkılar, pek çok İstanbullu tarafında milli marş gibi ezbere biliniyor.
İşte Güftesi ve Bestesi İstanbul Kokan Şarkılar!
İNLEYEN NAĞMELER
Nihâvend makamında Düyek usulünde Şarkı Beste ve Güfte: Zeynettin Maraş
Zeynettin Maraş’ın en meşhur eseri olan “İnleyen nağmeler”, 1970’li yıllar boyunca İstanbul eğlence dünyasının başa güreşen şarkılarından oldu. Şarkının sadece İstanbul’da değil, bütün ülke çapında kazandığı yaygınlığın etkileri bugün dahi sürmektedir.
İnleyen nağmeler ruhumu sardı
Bir rüya ki orda hep şarkılar vardı
Arzular orada zevk oradaydı
Bir deniz ki aşk dolu dalgalar vardı
(Uçan kuşlar martılar yeşil tatlı bir bahar
Gülen şen sevdâlılar vardı)
EY GÜZEL İSTANBUL
Nihâvend makamında Sofyan + Nim Sofyan usulünde Şarkı
Beste: Kadri Şençalar Güfte: Anonim
Sahne dünyamızda 1950’lerden 1970’lere uzanan dönemin en ünlü saz sanatçılarından olan Udî Kadri Şençalar’ın “Ey Güzel İstanbul” şarkısı, Yeşilçam klasikleri arasına giren ve Sadri Alışık ile Ayla Algan’ın başrollerini paylaştıkları “Ah Güzel İstanbul” filmine de ilham kaynağı olmuştu.
Ey güzel İstanbul benim sevgili yârim
Güzelliğin aksetmiş Boğaz’ın sularına
Benim her şeyim sensin seninle bahtiyârım
Âh o kızlar sarılmış sînene kollarına
İSTANBUL’DA BOĞAZİÇİ’NDE
Hicaz makamında Düyek + Aksak usulünde Şarkı
Beste: Şekip Ayhan Özışık Güfte: Orhan Veli Kanık
Şekip Ayhan Özışık’ın, başka bestekârlarınkine benzemeyen ve tamamen kendine özgü bestekârlık anlayışının en çarpıcı ürünlerinden biri olan “İstanbul’da Boğaziçi’nde” şarkısı, Orhan Veli’ye ait olan şiirinin ruhuyla başarıyla kucaklaşan bestesi sayesinde büyük bir etki gücüne sahip oldu.
İstanbul’da
Boğaziçi’nde
Bir fakir Orhan Veli’yim
Veli’nin oğluyum
Tarifsiz kederler içindeyim
Urumeli Hisarı’na oturmuşum
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum
İstanbul’un mermer taşları
Başıma da konuyor martı kuşları
İSTANBUL’U ARTIK HİÇ SEVMİYORUM
Rast makamında Düyek usulünde Şarkı Beste ve Güfte: Erol Sayan
Usta bestekâr Erol Sayan’ın, hiç alışık olunmayan bir duyguyu dile getirdiği ve İstanbul’la ilgili bir olumsuzlamayı dile getiren “İstanbul’u artık hiç sevmiyorum” şarkısı, özellikle 1970’lerde dillerden düşmedi. Şarkı, daha önce görülmemiş şekilde “İstanbul’u sevmemeyi” terennüm etmesine rağmen çok tutuldu.
İstanbul’u artık hiç sevmiyorum
Orda başladı aşkım orda oldu ayrılık
Orda verdik elele yine orda bıraktık
Seni orda tanımış seni orda sevmiştim
Çünkü orda sana ben bin ümitle gelmiştim
Aşka ihaneti ben yine orda görmüştüm
İstanbul’u artık hiç sevmiyorum
“MERHABA İSTANBUL’UM”
Nihâvend makamında Semâî + Düyek usulünde Şarkı
Beste: Avni Anıl Güfte: Sadri Alışık
Sadri Alışık’ın içli mısraları, “Merhaba İstanbul’um” şarkısında Avni Anıl’ın usta işi ezgileriyle hayat bulmuştur.
Merhaba Kızkulesi merhaba
Eyüpsultan Kanlıca Şehremini merhaba
Merhaba iki gözüm İstanbul’um merhaba
Bir İstanbul esiyor eski çocukluğumdan
Bak hâlâ bir sonbahar Acıbadem’de
Yûşâ’dan mı okunurdu Hırka-i Şerif ’ten mi
O ezanlar
Merhaba Beylerbeyi merhaba Sultanselim
Merhaba iki gözüm İstanbul’um merhaba
Aşıboyası sokaklarında ne mevsimler eskimiş
Lâcivert Mayıslarda köprüaltları
Ve Boğaziçi’nde Şirket-i Hayriye
Duman duman
Merhaba Kızkulesi merhaba
Eyüpsultan Kanlıca Şehremini merhaba
Merhaba iki gözüm İstanbul’um merhaba
AĞLA GİTAR
Nihâvend makamında Semâî usulünde Şarkı
Beste: Avni Anıl Güfte: Ümit Yaşar Oğuzcan
İstanbul Musikisi’nin son devrinde eserleriyle çok büyük bir şöhret elde eden Avni Anıl’ın, aynı dönemlerde kendisi gibi büyük bir popülaritesi olan şair Ümit Yaşar Oğuzcan’dan bestelediği “Ağla Gitar”, özellikle Nesrin Sipahi’nin unutulmaz yorumuyla hafızalarda yer etti.
İçimde nice uzun yılların özlemi var
Bu gece efkârlıyım ağla gitar çal gitar
Bitmesin bu sarhoşluk sürsün sabaha kadar
Bu gece efkârlıyım ağla gitar çal gitar
KÖRFEZ’DEKİ DALGIN SUYA BİR BAK GÖRECEKSİN
Nihâvend makamında Türk Aksağı usulünde Şarkı
Beste: Osman Nihat Akın Güfte: Yahya Kemal Beyatlı
Amatör bir bestekâr olan fakat eserleriyle İstanbul’a silinmez bir mühür vuran Osman Nihat’ın, bu şarkısını, bir hatırası için Atatürk’e ithafen bestelediği söylenir.
Körfez’deki dalgın suya bir bak göreceksin
Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde
Mehtâb iri güller ve senin en güzel aksin
Velhâsıl o rüyâ duruyor yerli yerinde
YİNE BİR GÜLNİHÂL ALDI BU GÖNLÜMÜ
Rast makamında Semâî usulünde şarkı Beste: Dede Efendi Güfte: Anonim
Dede Efendi’nin halk zevkine uygun olarak yaptığı şarkılarından en meşhur olanı “Yine bir gülnihal”dir. Sırf bu şarkıyı sevdiği için çocuğuna “Gülnihal” adı veren İstanbullu çoktur.
Yine bir gülnihâl aldı bu gönlümü
Sîm ten gonca fem bî-bedel ol güzel
Âteşîn ruhleri yaktı bu gönlümü
Pür edâ pür cefâ pek küçük pek güzel
Görmedim kimsede böyle bir dil-rübâ
Böyle kaş böyle göz böyle el böyle yüz
Âşıkın bağrını üzmeye göz süzer
El’amân pek yamân her zaman ol güzel
ÂHESTE ÇEK KÜREKLERİ MEHTÂB UYANMASIN
Uşşak makamında Gazel
Doğaçlama: Münir Nureddin Selçuk Güfte: Yahya Kemal Beyatlı
“İstanbul’un en önde gelen sesi” diye değerlendirilen Münir Nureddin’in, bir İstanbul şairi olan Yahya Kemal’den büyük bir ustalıkla doğaçladığı “Âheste çek kürekleri” gazeli İstanbul halkının hafızasına öylesine yerleşti ki, gazel, besteli bir tür olmamasına rağmen adeta bir beste muamelesi gördü ve bir şarkı gibi dillerde dolaştı.
Âheste çek kürekleri mehtâb uyanmasın
Bir âlem-i hayâle dalan âb uyanmasın
Âgûş-i nevbahârda habîdedir cihân
Sürsün sabâh-ı haşre kadar hâb uyanmasın
Dursun bu mûsikî-i semâvî içinde sâz
Leyl-i tarâbda bir dahî mızrâb uyanmasın
Ey gül sükûta varmayı emreyle bülbüle
Gülşende mest ü zevk olan ahbâb uyanmasın
Değmez Kemâl uyanmaya ikmâl-i ömr için
Varsın bu uykudan dil-i bîtâb uyanmasın
ÜSKÜDAR’A GİDER İKEN (KÂTİBİM)
Nihâvend makamında Nim Sofyan usulünde Türkü Beste ve Güfte: Anonim
Üsküdar’a gider iken aldı bir yağmur
Kâtibimin setresi uzun eteği çamur
Kâtip uykudan uyanmış gözleri mahmûr
Üsküdar’a gider iken bir mendil buldum
Mendilimin içine lokum doldurdum
Kâtibimi arar iken yanımda buldum
(Kâtip benim ben Kâtib’in el ne karışır
Kâtibime kolalı gömlek ne güzel yaraşır)
ADALAR’DAN BİR YÂR GELİR BİZLERE
Hicaz makamında, Sofyan usulünde Şarkı Beste ve Güfte: Yesârî Âsım Arsoy
“Adalar’dan bir yar gelir bizlere” şarkısının bestekârı olan Yesari Âsım Arsoy, “İstanbul” konulu şarkılar konusunda erişilmez bir rekorun sahibiydi.
Adalar’dan bir yâr gelir bizlere
Aman Allah gözlere bak gözlere
İpek de çorap varsın düşsün dizlere
Adalar’ın ıssız tenhâ yolları
Boynumda kaldı o yârin kolları
Menekşelerden biçilmiştir şalvarı
(Hoş yaratmış Allah pek şirindir billâh
İşvebazdır vallah çapkınlardan kolla)
AKSARAY’DAN GEÇER İKEN ÇEVİRDİLER YOLUMU
Dügâh makamında, Evfer usulünde Türkü Beste ve Güfte: Anonim
“Aksaray” türküsü, Türk Musikisi’nin büyük ustası Mesud Cemil’e göre “İstanbul’u en iyi anlatan” musiki eseriydi.
Aksaray’dan geçer iken çevirdiler yolumu
Zaptiyeler bağladılar kolumu
Verin benim ferâcemi giyeyim
Giyeyim de Kâhtâne’ye gideyim
(Balat uğramaz doğru Fener
On paraya nane şeker
Balat uğramaz doğru Fener
On paraya nane şeker)
BİR DALDA İKİ KİRAZ
Sabâ makamında Nim Sofyan usulünde Türkü Beste: Anonim Güfte: Anonim
İstanbul halkının anonim zevkinin ürünü olarak Sabâ makamının hüzünlü ezgileriyle vücut bulan “Bir dalda iki kiraz” türküsünün her işitildiği yerde mendillerin çıkarılıp havada sallanması adeta bir gelenek halini almıştı.
Bir dalda iki kiraz / Biri al biri beyaz
Eğer beni seversen / Mektubunu sıkça yaz
Bir dalda iki ceviz / Aramız derya deniz
Sen orada ben burada / Ne bet kaldı ne beniz
Bir dalda iki elme / Birin al birin alma
Alnına yazılmışım / İster al ister alma
(Sallasana sallasana mendilini
Akşam oldu göndersene sevdiğimi)
HATIRLA EY PERİ
Nihâvend makamında Semâî usulünde Şarkı
Beste: Muhlis Sabahaddin Ezgi Güfte: Anonim
Muhlis Sabahaddin Ezgi’nin “Hatırla ey perî” şarkısı, bütün zamanlar boyunca İstanbul halkının ve bütün ülkenin en çok benimsediği şarkılardan biri oldu. Şarkı, güftesi “Hatırla Margaret” diye değiştirilerek, yakın tarihimizde İstanbul’u allak bullak eden bir skandalı hikâye etmek üzere de kullanılmıştı.
Hatırla ey peri / O mes’ud geceyi
Çamların altında / Verdiğin bûseyi
Bana sen öğrettin / Aşkı ve sevdâyı
Ne çabuk unuttun / Beni sen hercâi
(Beni mecnûn ettin / Sen de olasın
Aşkımı inkâr edersen / Allah’tan bulasın)
İstanbul’un 100 Şarkısı isimli kitap www.istanbulkitapcisi.com adresinden %30 indirimle 14 TL’ye temin edilebilir.