İstanbul'da ilk büyük matbaayı kuran İbrahim Müteferrika’nın doğduğu ülke Macaristan Kitap Fuarı’nın “Onur Konuğu”
33. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı ve 24. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı, eşzamanlı olarak TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde açıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. de 2. Salon’da 101-A numaralı “İstanbul Kitapçısı” standında, yeni yayınları ve “Hediyem İstanbul” markasının ürünleri ile birlikte okuyucularını ağırlayacak.
İbrahim Müteferrika’nın izleri
Açılış töreninde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, Macaristan’dan gelen İbrahim Müteferrika’nın 18. yüzyılda İstanbul’da ilk matbaayı kurmasının ve 1870’ten bu yana Budapeşte’de dünyadaki ilk Türkoloji kürsülerinden birinin faaliyet gösteriyor olmasının, Türkiye ve Macaristan arasındaki tarihî ve kültürel bağların ne denli kuvvetli olduğunun da göstergesi olduğunu söyledi.
Kültür A.Ş., fuarda okuyucularına sunduğu çok sayıda eserin arasında, Ahmet Nezih Galitekin’in “İbrahim Müteferrika Eserlerinden Yalova Kâğıthanesi” isimli eseri de kitapseverlerin ilgisine sunuyor…
“Sinemamızın 100 Yılı” temasıyla Türk Sineması’nın 100. Yaşını kutlayan fuarın Onur Yazarı, bu yıl Atilla Dorsay, Onur Konuğu ülke ise “Bir bahçeden bir bahçeye” temasıyla Macaristan oldu. Fuarın bu yılki yeniliklerinden birisi olan “Mutfak Etkinlikleri”nde Macar Mutfağı tanıtılacak, “Müzik Etkinlikleri”nde ise Türk Sineması’nın unutulmaz film müzikleri dinletilecek.
Fuar boyunca 57’si çocuklar için olmak üzere yaklaşık 270 etkinlik düzenlenecek.
24. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı, “İçimizdeki öteki” temasıyla 300’den fazla genç sanatçıya ev sahipliği edecek ve yaklaşık 1000 sanatçının işleriyle tanışma fırsatı sunacak.
Açılış
33. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’ndeki Karadeniz Salonu’nda düzenlenen bir törenle açıldı.
Kavukçuoğlu: Yayıncılara başarılar diliyorum
Açılışta konuşan TÜYAP Kültür Fuarları Genel Koordinatörü Deniz Kavukçuoğlu, fuarın 850 yayınevi ve sivil toplum örgütünün katılımıyla açıldığını, sanat fuarında ise 1000 eserin sanatseverlerin beğenisine sunulduğunu kaydetti. Kavukçuoğlu, fuara katılan yayıncılara başarılar diledi.
Zeynioğlu: Türkiye, dünyanın en büyük 12. yayıncılık sektörü
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celâl Zeynioğlu da yaptığı konuşmada, bütün dünyada kitap okuma alışkanlığının giderek azaldığı, insanların daha çok görsel medyaya, özellikle internete yöneldikleri söylense de, kitaplara dair istatistiklerin tam taersi istikamette bilgiler verdiğini söyledi. Zeynioğlu, bu konuda şu bilgileri verdi:
“Dünya kültür endüstrisine toplu olarak bakıldığında, kitap yayıncılığı % 30, sinema ve gösteri sanatları % 26, dergi yayıncılığı % 21, video oyunları % 13, müzik de % 10 paya sahip. Kitap ve dergi yayıncılığını birlikte değerlendirirsek, dünya kültür endüstrisinde yayıncılık sektörünün payı % 51. Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin dünya yayıncılığını ölçmek üzere yaptırdığı araştırmaya göre, 2014 yılı itibariyle Türkiye, 1 milyar 682 milyon Euro ile dünyanın en büyük 12. Yayıncılık sektörü. Yayınlanan yeni kitap sayısında 47 bin 352 başlıkla da dünyada 11. sırada. 2013 rakamlarına göre kişi başına 7.1 kitap düşüyor. Yayıncılık sektöründe en hızlı büyüyen 3 ülkeden biri Türkiye. (Meksika ve Brezilya ile birlikte). Son 10 yılda yayıncılığımız, düzenli olarak her yıl % 10-15 oranında büyümektedir. 2014’te de ilk 10 ayda % 6,5 oranında bir büyüme kaydetmişiz.”
Yayıncılık sektörünün 10 yıldır süren bu dikkat çekici büyümesinde hükümetlerin aldığı bir dizi önlemin ve desteğin önemli bir payı olduğunu belirten Zeynioğlu, “Türk Edebiyatı’nın Dışa Açılma Projesi (TEDA), Uluslararası fuarlara katılım ve onur konuklukları, halk kütüphanelerine kitap alımı bütçelerinin artırılması, korsan yayınlarla etkin mücadele, dijital yayıncılıkta KDV’nin % 8 oranına düşürülmesi, ‘Yazarlar Okullarda’ gibi bir dizi etkinlikle, yayıncılık sektörünün gelişmesine olumlu destek verildi” diye konuştu.
Bu başarının gelecek yıllarda da sürmesi için, rekabet ortamının korunması ve çok renkliliğin, çeşitliliğin sürmesinin sağlanması gerektiğini ifade eden Zeynioğlu, “Yayınlama özgürlüğü alanına getirilecek sınırlamalardan vazgeçilmesi gereklidir. Her ne gerekçe ile olursa olsun, başta öğrenciler olmak üzere, kitap okumak isteyen herkesin, herhangi bir sınırlama ile karşılaşmadan istediği kitaba ulaşmasını engelleyecek düzenlemelere son verilmelidir” dedi.
Zeynioğlu, Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’na katkı sağlayan TÜYAP çalışanlarına, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’ne, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’ne, İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne, ilçe belediye başkanlarına, İETT’ye, İstanbul Ulaşım A.Ş.’ye, İDO’ya, okuyuculara, yazarlara, şairlere, çevirmenlere, gazetecilere ve yayıncılara teşekkür etti. Zeynioğlu, fuarın herkese hayırlı olmasını diledi.
Hızlan: Medya, kitap fuarlarında iyi bir sınav veriyor
TÜYAP Kültür Fuarları Danışma Kurulu Başkanı Doğan Hızlan ise, konuşmasına, hep eleştirilen medyanın kitap fuarlarında çok iyi bir sınav verdiğini belirtip medyaya teşekkür ederek başladı. Hızlan, “Hemen hemen bütün gazeteler fuar eki çıkarıyor. Fuar, ek yapılmasını (gazetelerin fuar eki çıkarmalarını), söz edilmesini hak eden bir düzeye geldi, hak edilen bir düzeye geleni de medya es geçmiyor” diye konuştu.
Fuarın 33 yıldır devam ediyor oluşunun önemini vurgulayan Hızlan, “İyi kitapları, iyi kültürü sunduğunuz anda bunun daima taraftarı vardır ve izleyicisi de vardır” dedi. Macaristan’ın fuara katılmasının önemine işaret eden Hızlan, bu konuda şunları söyledi:
“Çok önemli. Onların çok iyi şairleri var ve Türkoloji alanında yaptığı çalışmalar, bizim için çok yararlıdır. Birçoğuyla Türk Dil Kurultayı’nda tanıştım, çalıştım. Masallardan tutun, dil konusunda birçok çalışmayı onlar bize sunmuşlardır.”
Dorsay: Türk sineması oldukça iyi bir durumda
Fuarın Onur Yazarı Atilla Dorsay da, ülkeniz zor günler geçirdiği zamanlarda sanatın çok önemli olduğunu belirterek, “sanatın en diri biçimiyle ayakta olması, en büyük tesellimizdir. Sanat, zor dönemlerde birey olarak ve toplum olarak insanoğlunun son ve en güvenli sığınağıdır. Ona yaşama ve mücadele gücü veren başlıca eylemdir” diye konuştu. Dorsay, Türk Sineması’nın oldukça iyi bir konumda olduğunu ifade ederek, “Her yerden her gün ödül haberleri geliyor. İki yönlü bir gidiş bu. Hem kitle filmleri inanılmaz hasılat ve seyirci sayılarına ulaşıyorlar, hem de kendi içlerinde gayet güzide ve kaliteli oluyor; hepsi değilse de çoğu. Ayrıca büyük bir yaratıcı yönetmen kuşağı geldi” dedi. Dorsay, resim ve edebiyat alanında yüksek bir başarı elde edildiğini vurguladı. Dorsay, sanatın böylesine kıpır kıpır olduğu bir yılda onur ödülü almaktan çok büyük bir kıvanç duyduğunu belirterek, bütün yazarlara, yayınevlerine ve kitapseverlere teşekkür etti.
Arıcı: Türk ve Macar eserleri karşılıklı olarak çevrilmeli
Kültür ve Turizm Bakanı Yardımcısı Abdurrahman Arıcı ise, Macaristan’ı ağırlamaktan onur duyduklarını belirterek, Türkiye’nin de geçen Nisan ayında Macaristan / Budapeşte Kitap Fuarı’nda onur konuğu olduğunu hatırlattı ve Türkiye’nin çok iyi ağırlandığını ifade etti. Arıcı, şunları söyledi:
“Yüzyıllar boyunca derin tarihî ve siyasî ilişkiler kurmuş olan Türk ve Macar halkları, aynı zamanda birbirlerinin kültür, sanat ve edebiyatında da sarsılmaz birliktelikler tesis etmişlerdir. Tarih, ülkelerimiz arasında güçlü dostluk hissiyatının karşılıklı olduğunu gösteren ve hepsini burada zikretmeye zamanın yetmeyeceği pek çok olaya sahne olmuştur. Bu dostluk ve karşılıklı etkileşimin somut izleri, bu gün de kültürden sanata, bilimden edebiyata kadar birçok alanda etkisini hissettirmektedir. Bu doğrultuda, Macaristan’dan gelen İbrahim Müteferrika’nın 1727’de İstanbul’da ilk matbaayı kurması, Macaristan parlamentosunun 1922 yılında Türk halkının bağımsızlık zaferini ilk kutlayanlar arasında yer alması, 1870’ten bu yana Budapeşte’de dünyadaki ilk Türkoloji kürsülerinden birinin faaliyet gösteriyor olması, Macar Türkologların ülkemizde yürüttükleri araştırmalar yoluyla Türk dili, tarihi, kültürü, edebiyatı, coğrafyası, etnografyası ve musikisi için büyük hizmetlerde bulunması ve benzer şekilde 1935 yılında Ankara Üniversitesi’nde bir Hungaroloji kürsüsünün açılması ve günümüzde de Macar dostlarımızın Gül Baba türbesi, Türk Kulesi, Kula Kulesi, Malkoç Bey Camisi, İdris Baba Türbesi, Ali Paşa Camisi, Paduai Aziz Antal Kilisesi, Süleyman Sultan Camisi ve daha onlarca Türk eserinin korunması ve restore edilmesi için sarf ettiği çaba ve bize verdikleri destek, tarihî ve kültürel bağlarımızın ne denli kuvvetli olduğunun da göstergesidir. Ülkelerimiz arasındaki dostluk ve karşılıklı adımların bu gün de kültürden sanata, bilimden edebiyata kadar birçok alanda etkisini hissettirmesini temenni ediyoruz. Edebiyatlarımız arasındaki bağ ve halklarımız arasındaki ilişkilerimizin gelişmesine de katkıda bulunacaktır. Köklü gelenekleri olan Türk ve Macar edebiyatlarının birbirlerini daha yakından tanımaları için her iki edebiyatın klasik ve modern örneklerinin karşılıklı olarak çevrilmelerinin önemli olduğuna da inanmaktayız. Çünkü edebiyat ve edebiyatın çevirisi, toplumların birbirlerine açılan kapılarıdır. Bu doğrultuda çok daha fazla sayıda Macarca eserin Türkçe, aynı şekilde çok daha fazla sayıda Türkçe eserin de Macarca olarak da okuyucularıyla buluşmasını sağlamamız gerekmektedir.”
Arıcı, Türk ve Macar yayıncılığı arasındaki ilişkileri daha da pekiştirmeyi hedeflediklerini, fuarın “Onur Konuğu ülke” programlarının da kültürler arası diyalog ve etkileşimin gerçekleşmesine önemli katkılar sağladığını söyledi.
Akıncı, konuşmasının ardından, Macaristan’ın kültür işlerinden sorumlu İnsan Kaynakları Bakanı Zoltan Balog’a plaket takdim etti. Daha sonra protokol mensupları açılış kurdelesini keserek fuarı ziyarete açtılar.