Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından sahiplerine takdim edildi
Cumhurbaşkanlığı tarafından her yıl takdim edilen Kültür Sanat Büyük Ödülleri, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen bir törenle sahiplerine takdim edildi.
Törene, ödül alan sanatçıların yanı sıra, bakanlar, kültür, sanat ve bilim camialarının önemli temsilcileri; davetliler ve basın mensupları katıldı.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'ne bu yıl sinema alanında Münir Özkul, edebiyat alanında Rasim Özdenören, müzik alanında Orhan Gencebay, sosyal bilimler ve tarih alanında Mehmet Genç, geleneksel sanatlar alanında Hüseyin Kutlu, kültür-sanat vefa ödülüne de merhum Cemil Meriç lâyık görüldü.
Münir Özkul adına Ödülü, kızı Güner Özkul, merhum Cemil Meriç adına da kızı Ümit Meriç kabul etti.
Ödül alan isimler, kendilerine dair kısa tanıtım filmlerinin gösterildiği törende, duygu ve düşüncelerini dile getirdiler.
Yarışma sonucu değil, millet ve devlet adına haklarının teslimi olarak…
Törende bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nin sahiplerinin herhangi bir yarışma yoluyla belirlenmediğinin altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödüllerin, bugüne kadar ortaya koydukları eserleri, emekleri ve ürünleri ile başlı başına birer kıymet olan bu insanlara, millet ve devlet adına haklarının teslim edilmesi anlamına geldiğini söyledi.
Doğu’yla Batı’nın temas noktaları içinde hâlâ varlığını sürdürebilen tek coğrafya Anadolu’dur
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her yıl, verilen Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri çerçevesinde, millet ve devlet adına, kültür sanat ve ilim adamlarına duyulan takdir, minnet ve sevginin gösterilmeye çalışıldığını kaydetti. Erdoğan, dünyadaki güç dengelerinin, bilim, teknoloji, sanat alanlarını da kapsayacak şekilde Batı’ya kaydığı bir dönemde, Türkiye’nin hâlâ kendisi olmayı, müktesebatını korumayı başardığını vurguladı
Bizim için asıl tehlike, vizyonumuzu kaybetmemiz olur
“Doğu’yla Batı’nın temas noktaları içinde hâlâ varlığını, özgünlüğünü, gücünü, iddiasını sürdürebilen tek coğrafya burasıdır, Anadolu’dur” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, tarihsel sürekliliğimiz içinde son devletimiz olarak görüyoruz. Bu bakımdan Cumhurbaşkanlığı forsundaki yıldızlara yüklediğimiz mânâ çok önemlidir. Aynı şekilde, külliyemizde yapılan resmî törenlerde temsilî olarak yer alan unsurlar, çok önemlidir. Bunların hiçbiri de rastgele seçilmiş, öne çıkarılmış semboller değildir. Bugün bizi hâlâ ayakta tutan gücün gerisinde, işte bunların ifade ettiği anlayış vardır, arka plan vardır. Ülke ve millet olarak bizim için ne siyasî, ne ekonomik krizler yıkıcı bir tehdittir. Bizim için asıl tehlike, coğrafyamızla ve milletimizle ilgili bu vizyonu kaybetmemizdir. Bizi biz yapan, diğer toplumlardan farklı kılan ve yaşadığımız bunca badireye rağmen ayakta tutan gücü çok iyi anlamalı, çok iyi kavramalıyız. Kültür ve sanat alanı, işte bu bakımdan çok önemlidir.”
Milletlerin geçmişleriyle olan bağlarını sürdürmede ve tarihî sürekliliği sağlamada, kültür ve sanatın hayatî role sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nin gerisindeki en önemli kaygılardan, en önemli kriterlerden biri de budur. Bugün burada ödüllerini tevdi edeceğimiz isimlerin her birine bu gözle bakıyor, çalışmalarını, eserlerini bu yaklaşımla anlamlandırıyoruz. Bu isimlerin hepsinin de ortak özelliği, benim ‘yerli ve millî’ diyerek ısrarla vurgulamaya çalıştığım çizginin, kendi alanlarındaki en mümeyyiz temsilcileri olmalarıdır. Kökleri bu toprakların derinlerine uzanan, mazisi bu milletin geçmişine giden, eserleri buram buram kendimiz, özümüz, mayamız kokan bu değerli kültür, sanat ve ilim insanlarımızı bir kez daha saygıyla selâmlıyorum.”
Konuşmasında, ödül alan isimlere dair düşüncelerini ve duygularını da dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını tamamladıktan sonra, sahneye davet edilen ödül sahiplerine ödüllerini takdim etti, kendileri ile hatıra fotoğrafı çektirdi.